Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak bilinen “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi ile Müşterek Bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık Projesi”nin diriliş noktası, 11 Eylül 2001’deki uçaklı intihar saldırılarıyla ABD’yi çok ciddi şekilde sarsan ve bütün dünyaya korku veren “küresel terörizm”dir. Küresel terörizmin temel nedeni ve kaynağı, köktendinci İslâmî değer yargılarının yanı sıra, günümüz dünyasının zengin ve yoksul ülkeleri arasında var olan uçurum boyutlarındaki gelir dengesizliğidir. Nedeni Batı sömürgeciliği olan bu dengesizlik, farklı bir şekilde olmakla birlikte günümüzde de sürmekte ve özellikle İslam coğrafyasını vurmaya devam etmektedir.
Köktendinci İslam’ın yaygınlaşmasında ve bu derece ürkütücü eylem gücüne ulaşmasında, ABD’nin 1970’li yıllarda Başkan Carter döneminde yürürlüğe koyduğu “Yeşil Kuşak Projesi”nin katkısı büyük oldu. İslam’ın komünizme karşı bir kalkan olabileceği görüşüne dayanan ve İkinci Paylaşım Savaşı’nın hemen ertesinde ABD Başkanı Truman tarafından yürürlüğe konan “Komünizmi Çevreleme Stratejisi”nin bir uzantısı olarak, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali ile “Yeşil Kuşak Projesi” yeniden yürürlüğe konuldu. İşgale karşı direnişi örgütlemek adına Afganistan’da dinci akımlar desteklendi. Pakistan-Afganistan sınırında medreseler açıldı. Yüzbinlerce sığınmacıya askerî eğitim verilerek İslâmî terör gruplarının tohumları atıldı.
11 Eylül saldırısıyla, o güne kadar klasik yöntemlerle yürütülen teröre karşı mücadelenin bir işe yaramadığı anlaşıldı. Terörist üreten bataklıkların nasıl kurutulacağına dair arayışlar BOP’un doğuşunu oluşturdu. Bütün saldırıların Vahabilik’den güç alan köktendinci İslamcı örgütlerin eseri ve bataklığında İslam coğrafyası olduğu tespit edilince İslam coğrafyasının nasıl denetim altına alınacağına dair bir strateji oluşturuldu. Stratejinin esası ılımlı İslam ve onun bir aracı olarak İhvan’ın desteklenmesi, köktendincilerle mücadele edilmesiydi. BOP, hedef ülkeler arasında yer alan körfez ülkeleri krallıkları veya emirliklerini koruyarak parlamenter demokrasiye geçişi zorlayacak, haydut devlet statüsüne alınan İran, Suriye, Sudan, Libya’nın teokratik ve/veya baskıcı rejimlerinin devrilmesine ve yerlerine ılımlı İslam karakterli demokratik rejimlerin getirilmesi için uygun bir stratejik baskı ve eylem programı uygulayacaktı. Türkiye bu projede ılımlı İslam için örnek ülke olarak seçildi. Hazırlık aşamasında AKP iktidara getirilip Erdoğan’a eş başkan unvanı verildi. Projede dikkat çeken bir diğer husus, stratejik enerji kaynaklarının ve ulaştırma hatlarının denetim altında tutulmasına yönelik olarak, ABD’nin ulusal çıkarları ile örtüşen ülkelerin özellikle seçilmiş olmasıydı.
ABD’nin hegemonik gücünün azalması ve Ortadoğu’daki otoriter-totaliter rejimlerin direnmesi sebebiyle BOP projesi 2008’e doğru söner gibi olduysa da, 2010’da Kuzey Afrika’da kitleler aniden ayaklandı. Tunus ve Mısır’da rejimler çöktü. Libya parçalandı. Suriye’de hâlâ devam eden iç savaş başladı. Mevcut konjonktürden Ortadoğu’da en örgütlü güç olan, ABD’nin küresel projesi Müslüman Kardeşler (İHVAN) yararlandı. Mısır ve Tunus’ta iktidar oldu
Müslüman Kardeşler Örgütü (İhvan Ül-Müslimin)
Doktrini tevhid fikrine dayanan Müslüman Kardeşler Örgütü 1928’de Hasan El Benna tarafından kuruldu. Örgüt, Osmanlı hâkimiyetinin sona ermesi ile İngiliz sömürgesi hâline gelen Mısır’da, Müslüman-Arap kimliğini korumak ve modern İslam toplumu kurulabilmesi için Kur’an ve sünnet rehberliğine dönülmesini savunur. Hasan El Benna’nın Mısır istihbaratınca 1949’da öldürülmesinden sonra “Yoldaki İşaretler” isimli rehber çalışması ile örgütün ideolojik yönelimini besleyen, siyasî ve düşünsel görüşlerini berraklaştıran Seyid Kutub da 1967’de idam edildi.
1940’ların başında politik kimliğini ortaya koymaya başlayan İhvan, önce dönemin Mısır Kralı Faruk’a karşı ayaklandı. Faruk’tan sonra iktidarı ele geçiren Arap dünyasının önde gelen liderlerinden Cemal Abdul Nasır’ın ilk dönemlerinde Nasır ile uzlaşsa da tabanın tepkisi üzerine muhalefete geçti. Nasır’ın Sosyalist Arap Milliyetçiliğini benimsemeyen örgüt Nasır’ın ünlü doktrinine karşı Şer-i Arap Milliyetçiliğini savundu. Soğuk Savaş döneminde SSCB’ye yakın duran Nasır’a karşı ABD ve CIA tarafından desteklendi. Siyasî suikast ve bombalama dâhil her türlü mücadele yöntemini kabul eden örgüt oldukça düzenli bir hiyerarşik yapıya sahiptir. Türkiye dâhil 70 ülkede gizli veya açık faaliyette bulunuyor. Bugün dünya üzerinde faaliyette olan Sünni gelenekten radikal İslâmî akımlar ideolojik gıdasını bu örgütten alıyor. Mısır’dan başka Suriye, Ürdün, Cezayir, Tunus, Libya, Filistin örgütsel güç ve yaygınlığının en dinamik olduğu ülkelerdir. AKP ise örgütün Türkiye koludur. Sünni gelenekten gelen tüm örgütlere finansal destek sağlayan örgüt, uğradıkları katliamlara, baskılara karşı sadece Ortadoğu’nun değil, dünyanın en eski, en güçlü, en etkin İslamcı örgütüdür.
Son Yerine
Kendisini BOP eş başkanı olarak tanıtan Erdoğan, Mısır ve Tunus’da İHVAN iktidara gelince, “aç tavuk kendisini darı ambarında görürmüş” misali kendisine “İhvan coğrafyasına” liderlik yapma hedefi belirledi. Amacı Suriye’de Esad’ı da devirerek İstanbul’dan Trablus’a uzanan kesintisiz bir İhvan coğrafyası oluşturmaktı. Türkiye, Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Tunus… Lakin Suriye’de Esad’ı yıkamadılar. Hegemonyası zayıflayan ABD’nin BOP’u çıkmaza girdi. Mısır’da Mursi’nin devrilmesi ve Esad’ın direnişi süreci tersine çevirdi. Türkiye, Suudi Arabistan, BAE ve Katar’dan müteşekkil Atlantik İttifakı bölündü. Erdoğan, bir süre İhvan ısrarını sürdürse de sahadaki konjonktür Erdoğan’ı zorda bıraktı. Herhangi bir istikrarlı politikası olmayan Erdoğan geri adım atarak bu kez, daha önce “katil, FETÖ darbesi finansörü, darbeci” dediği Suudi Arabistan ve BAE ile ayaklarına kadar giderek yakınlaşmaya başladı. Ardından Mısır’a yöneldi. Bu uğurda, kendisine sığınan Mısırlı İhvancıları bile uçaklara doldurup Mısır’a iade etti. Bu bir dönemin sonu demekti. Böylece ABD’nin, İhvanın Ortadoğu’da iktidar yapılmasına yönelik küresel projesi ve bununla bağlantılı Erdoğan’ın İhvan projesi çöktü. 15 Mayıs günü ise, Erdoğan iktidarının son bulmasıyla BOP ve İhvancılığın tabutuna son çivi de çakılmış olacaktır.
Ahmet Hulusi Kırım
24 Nisan 2023