Call of Duty: Modern Warfare II piyasaya çıkalı üç haftadan az oldu ama şimdiden ses getirmeye başladı. Rekorlar kıran birinci-şahıs[1] askeri nişancı video oyunu on gün içinde 1 milyar dolardan fazla gelir elde etti. Ancak oyun aynı zamanda, 2020 yılında Trump yönetimi tarafından öldürülen devlet adamı ve askeri lider Kasım Süleymani’ye (Qassem Soleimani) dayandığı açıkça belli olan İranlı bir generale suikast düzenlemek ve oyuncuların ABD/Meksika sınırını geçmeye çalışan “uyuşturucu kaçakçılarını” vurmak zorunda oldukları bir bölüm gibi görevler içermesi nedeniyle de tartışmalara yol açtı.
Call of Duty serisi, 2003 yılında piyasaya sürüldüğünden bu yana yarım milyara yakın oyun satmış bir eğlence devi. Yayıncısı Activision Blizzard ise Guitar Hero, Warcraft, Starcraft, Tony Hawk’s Pro Skater, Crash Bandicoot ve Candy Crush Saga gibi oyunların arkasındaki isim olarak sektörde bir dev konumunda.
Ancak Activision Blizzard’ın kilit personelinin ve bu personelin devlet gücüyle olan bağlantılarının yakından incelenmesi ve Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında elde edilen belgelerden derlenen ayrıntılar, Call of Duty’nin tarafsız bir birinci-şahıs nişancı oyunu değil, ABD ulusal güvenlik devletinin çıkarlarını ilerletmek için tasarlanmış, dikkatle kurgulanmış bir askeri propaganda parçası olduğunu ortaya koymaktadır.
Askerı̇-Eğlence Kompleksi
Amerikan casuslarının Activision Blizzard oyunlarını hedef aldığı ve bu oyunlara sızdığı uzun zamandır kamuoyunun malumu. Edward Snowden tarafından yayınlanan belgeler, NSA, CIA, FBI ve Savunma Bakanlığı’nın World of Warcraft gibi geniş çevrimiçi alemlere sızdığını, potansiyel yasadışı faaliyetleri izlemek ve muhbir toplamak için uydurma karakterler yarattığını ortaya koydu. Gerçekten de bir noktada, bir video oyununda o kadar çok ABD casusu vardı ki, farkında olmadan birbirlerini gözetleyerek zaman kaybettikleri için bir “çatışmasızlık” grubu oluşturmak zorunda kaldılar. NSA, sanal oyunların bir “fırsat” ve “hedef açısından zengin bir iletişim ağı” olduğunu yazdı.
Ancak gazeteci ve araştırmacı Tom Secker tarafından Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında yasal olarak elde edilen ve MintPress News ile paylaşılan belgeler, ulusal güvenlik devleti ile video oyun endüstrisi arasındaki bağlantıların bunun çok ötesine geçtiğini ve aktif iş birliğine dönüştüğünü gösteriyor.
Örneğin Eylül 2018’de Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri, aralarında Call of Duty/Activision Blizzard yapımcısı Coco Francini’nin de bulunduğu bir grup eğlence sektörü yöneticisini Florida’da bulunan Hurlburt Field’daki merkezlerine uçurdu. Bunu yapmalarının açık nedeni, donanımlarını “sergilemek” ve eğlence endüstrisini ABD savaş makinesi için daha “güvenilir savunucular” haline getirmekti.
Bir Hava Kuvvetleri subayı, “Geleceğin gişe rekortmeni filmleri (Marvel, Call of Duty, vd. düşünün) üzerinde çalışan bir grup insan bu geziden heyecan duyuyor!” diye yazdı. Bir başka elektronik postada ise ziyaretin amacının “ağır top” yapımcılara “AFSOC’la [Hava Kuvvetleri Özel Harekat Komutanlığı], özellikle de Özel Taktik Havacı Birliği ve uçakların ‘havadan-karaya’ kabiliyetleri ile ilgili ayrıntılı bilgi sağlamak” olduğu belirtiliyor.
AFSOC toplumla ilişkiler şefi, “bu topluluğu eğitmek ve onları Hava Kuvvetleri ve Özel Taktik topluluğumuzla ilgili gelecekteki film/televizyon yapımlarında bizim için daha güvenilir savunucular haline getirmek için harika bir fırsat bu” diye yazdı.
Francini ve diğerlerine Call of Duty oyunlarında yoğun olarak yer alan CV-22 helikopterleri ve AC-130 uçakları çalışırken gösterildi.
Ancak Call of Duty’nin ordu ile iş birliği çok daha eskilere dayanıyor. Belgeler, Birleşik Devletler Deniz Piyadeleri’nin (USMC) Call of Duty: Modern Warfare 3 ve Call of Duty 5’in yapımına dahil olduğunu gösteriyor. Oyunların yapımcıları Los Angeles’taki 2010 E3 eğlence kongresinde USMC’ye başvurarak hovercraft’lara (oyunun ilerleyen bölümlerinde yer alan araçlar) erişim talebinde bulundu. Call of Duty 5 yöneticileri de bir hovercraft, bir tank ve bir C-130 uçağının kullanılmasını istedi.
Bu iş birliği 2012 yılında yapımcıların her türlü hava ve kara aracına erişim talep ettiği Modern Warfare 4’ün piyasaya sürülmesiyle devam etti.
Secker, MintPress’e verdiği demeçte, ordunun oyun endüstrisiyle iş birliği yaparak, askere alma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilecek olumlu bir tasvir sağladığını belirterek şunları söyledi:
“Bazı oyuncu demografileri için bu bir askere alma web portalı, bazı birinci-şahıs nişancı oyunlarının içine reklamlar yerleştirilmiş... Bu tür açık bir askere alma çabası olmasa bile, Call of Duty gibi oyunlar savaşı eğlenceli, heyecan verici, normal hayatlarının sıkıcılığından bir kaçış gibi gösteriyor.”
Secker’in “Savaş Tiyatroları: Pentagon ve CIA Hollywood’u Nasıl Ele Geçirdi” adlı belgeseli bu yılın başlarında yayınlandı.
Ordunun Call of Duty oyunlarının gidişatı üzerinde önemli bir etkisi olduğu açıktır. Yapımcıları 2010 yılında 2075 yılında geçecek bir oyun için Savunma Bakanlığı’ndan[2] yardım istedi. Ancak Savunma Bakanlığı irtibat görevlisi “düşünülmekte olan senaryonun Çin ile gelecekteki bir savaşı içermesine dair endişelerini dile getirdi.” Sonuç olarak Activision Blizzard “oyunu tasarlamak için diğer olası çatışmalara bakmaya” başladı. Sonunda, kısmen askeri itirazlar nedeniyle, oyundan kalıcı olarak vazgeçildi.
Terörle Savaştan Birinci-Şahıs Nışancı Oyunlarına
Activision Blizzard sadece ürünlerini şekillendirmek için ABD ordusuyla çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda yönetim kurulu da eski üst düzey devlet yetkilileriyle dolu. Bunların başında Activision Blizzard’ın kıdemli danışmanı ve Eylül ayına kadar uyum sorumlusu ve kurumsal ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı olan Frances Townsend geliyor.
Townsend, Activision Blizzard’a katılmadan önce hayatını ulusal güvenlik devletinin basamaklarını tırmanarak geçirdi. Daha önce Sahil Güvenlik İstihbarat Başkanı ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın terörle mücadele yardımcısı olarak görev yapan Townsend, 2004 yılında Başkan Bush tarafından İstihbarat Danışma Kurulu’na atandı.
Beyaz Saray’ın terörizm ve iç güvenlik konusundaki en kıdemli danışmanı olan Townsend, Bush ve Rice ile yakın çalışmış ve yönetimin Terörle Savaşının yüzlerinden biri haline gelmiştir. Townsend’in başlıca başarılarından biri, Amerikan halkını daha fazla El Kaide saldırısı tehdidi konusunda sürekli bir korku durumuna sokmak oldu (ki bu hiçbir zaman gerçekleşmedi).
Frances Townsend, Activision Blizzard’a katılmadan önce Bush Beyaz Saray'ında İç Güvenlik ve Terörle Mücadele alanında çalışıyordu. Ron Edmonds | AP
Townsend, görevinin bir parçası olarak, Bush döneminde tutuklulara işkence yapmanın üstü kapalı adı olan “gelişmiş sorgulama teknikleri” teriminin yaygınlaşmasına yardımcı oldu. Daha da kötüsü, kötü şöhretli Ebu Gureyb hapishanesinden sorumlu subay Yarbay Steven L. Jordan, Townsend’in işkence programını hızlandırması için kendisine baskı yaptığını ve Irak hapishanesinden elde edilen istihbarat çıktılarını iyileştirmesi gerektiğini “defalarca" hatırlattığını iddia etti.
Townsend bu iddiaları reddetti. Ayrıca daha sonra Ebu Gureyb’i çevreleyen “kelepçeleme” ve “aşağılama” olaylarını da kınadı. Ancak mahkumlardan bahsetmiyordu. CNN’e verdiği bir röportajda, “bu meslek erbablarının” - CIA işkencecilerinin - eylemlerinin ayrıntıları kamuoyuna açıklandıktan sonra “aşağılanma ve hor görülmeye” maruz kalmalarından yakınarak, gelecekteki yönetimlerin kötü reklam korkusuyla “kelepçeleneceği” ve istihbarat camiasının daha “riskten kaçınır” hale geleceği anlamına geldiğini söyledi.
Trump yönetimi sırasında Townsend’in Ulusal İstihbarat Direktörlüğü ya da İç Güvenlik Bakanlığı için adı geçiyordu. Başkan Trump ayrıca FBI Direktörlüğü için de kendisine teklif götürdü. Ancak Townsend bunun yerine, bir video oyunları şirketinde yönetici olmak için görünüşte uyumsuz bir kariyer sapması yaptı.
Ve Savaş Planlamacıları Sahneye Girer
Townsend bu görevinin yanı sıra NATO’nun bir yan kuruluşu olan Atlantik Konseyi’nin direktörü, Dış İlişkiler Konseyi’nin yöneticisi ve MintPress News’in daha önce ayrıntılı olarak ele aldığı şahin düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin mütevellisidir.
Silah şirketleri, NATO ve ABD hükümeti tarafından finanse edilen Atlantik Konseyi, askeri ittifakın beyin takımı olarak hizmet veriyor ve dünyanın en iyi nasıl yönetileceğine dair stratejiler geliştiriyor. Ayrıca yönetim kurulunda Henry Kissinger ve Conzoleezza Rice gibi üst düzey devlet adamları, neredeyse tüm emekli ABD generalleri ve en az yedi eski CIA direktörü bulunmaktadır. Bu haliyle Atlantik Konseyi ulusal güvenlik devletinin kolektif görüşünü temsil etmektedir.
İki önemli Call of Duty çalışanı daha Atlantik Konseyi için çalışıyor. Oyun serisinin hızlı yükselişini denetleyen Infinity Ward geliştiricilerinin kurucularından Chance Glasco , konseyin yerleşik olmayan kıdemli üyesi olarak üst düzey generallere ve siyasi liderlere teknolojideki son gelişmeler konusunda danışmanlık yapıyor.
Call of Duty’nin başarısında önemli rol oynayan oyun tasarımcısı ve yapımcı Dave Anthony de 2014 yılında gruba katılan bir Atlantik Konseyi çalışanı. Burada savaşın geleceğinin neye benzeyeceği konusunda danışmanlık yapıyor ve NATO’nun yaklaşan çatışmalarda savaşması için stratejiler geliştiriyor.
Anthony, Call of Duty serisini hazırlarken ABD ulusal güvenlik devleti ile iş birliği yaptığını gizlemedi. “Black Ops 2’nin hikayesi konusunda Teğmen Albay Oliver North’a danışmak benim için en büyük onurdu” dedi ve ekledi: “Onun katılımı olmasaydı asla bilemeyeceğimiz pek çok küçük ayrıntı bulunuyor.”
Oliver North, ekibinin İran hükümetine gizlice silah sattığı ve bu parayı Nikaragua hükümetini devirmeye çalışan ve bu süreçte katliam ve etnik temizlik dalgaları gerçekleştiren Orta Amerika’daki faşist ölüm mangalarını silahlandırmak ve eğitmek için kullandığı İran-Kontra İlişkisindeki rolü nedeniyle mahkum edildikten sonra dünya çapında kötü şöhret kazanan yüksek bir hükümet yetkilisidir.
Kiralık Cumhuriyetçiler
Activision Blizzard’ın idari işler müdürü Brian Bulatao da dikkat çeken bir başka isim. Eski bir ordu yüzbaşısı olan ve McKinsey & Company’de danışmanlık yapan Bulatao, 2018’e kadar CIA’de komuta zincirinde üçüncü sırada yer alan operasyon şefi olarak görev yapıyordu. CIA Direktörü Mike Pompeo, Trump’ın Dışişleri Bakanı olarak Dışişleri Bakanlığı’na geçtiğinde Bulatao da onunla gitti ve Yönetimden Sorumlu Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak atandı.
Burada bazılarına göre Pompeo’nun kişisel “saldırı köpeği” olarak görev yapan Bulatao, eski meslektaşları tarafından işyerine bir “gözdağı bulutu” getiren bir “kabadayı” olarak tanımlandı ve departmanda meydana gelen potansiyel yasadışılıkları görmezden gelmeleri için sürekli baskı yaptı. Dolayısıyla, Bulatao’nun Activision Blizzard’ın geçtiğimiz yaz düzinelerce çalışanın topluca işten ayrılmasına neden olan kötü şöhretli “zehirli ” işyeri ortamını iyileştirecek kişi olup olmadığı belirsiz.
Trump yönetiminin seçim yenilgisinin ardından Bulatao, eğlence sektöründe hiçbir deneyimi olmamasına rağmen Dışişleri Bakanlığı’ndan doğrudan Activision Blizzard’ın en üst kademelerine geçti.
Trump, 21 Mayıs 2018’de Virgina Eyaleti Langley’de bulunan CIA Genel Merkezi’nde dönemin CIA Operasyon Direktörü Brian Bulatao ile birlikte. Evan Vucci | AP
Activision Blizzard’ın üst düzey Cumhuriyetçi yetkililerden işe aldığı üçüncü isim Grant Dixton oldu. Dixton, 2003-2006 yılları arasında Başkan Bush’un yardımcı danışmanı olarak görev yaptı ve yönetiminin en tartışmalı yasal faaliyetlerinin çoğunda (işkence ve gözetim devletinin hızla genişlemesi gibi) ona danışmanlık yaptı. Esas mesleği avukatlık olan Dixton daha sonra silah üreticisi Boeing’de çalışmaya başladı ve kıdemli başkan yardımcısı, genel danışman ve şirket sekreteri oldu. Haziran 2021’de Boeing'den ayrılarak Activision Blizzard’a baş hukuk sorumlusu olarak katıldı.
Activision Blizzard’ın ulusal güvenlik geçmişine sahip diğer yöneticileri arasında ABD Ordusu karşı istihbarat ajanı olan kıdemli başkan yardımcısı ve baş bilgi güvenliği sorumlusu Brett Wahlin ve 2016 yılına kadar Ordu kimyasal operasyonlar uzmanı olan personel şefi Angela Alvarez de yer alıyor.
10-15 yıl önce oyunlara sızan aynı hükümetin şimdi oyun şirketlerini kontrol eden bu kadar çok eski yetkiliye sahip olması, mahremiyet ve medya üzerindeki devlet kontrolü konusunda ciddi sorular ortaya çıkarmakta ve aynı zaman diliminde meydana gelen sosyal medyaya ulusal güvenlik devletinin sızmasını yansıtmaktadır.
Savaş Oyunları
ABD ulusal güvenlik devletiyle olan bu derin bağlantılar, belki de yıllardır pek çok kişinin neden oyunlarda açıkça görülen ABD yanlısı propagandadan şikayet ettiğini kısmen açıklamaya yardımcı olabilir.
En son çıkan Call of Duty: Modern Warfare II de bir istisna değil. Oyunun ilk görevinde, oyuncular General Ghorbrani adlı bir karaktere karşı bir drone saldırısı gerçekleştirmelidir. Bu görevin, Trump yönetiminin 2020 yılında İranlı General Kasım Süleymani’ye karşı düzenlediği yasadışı drone saldırısının bir canlandırması olduğu açık - hatta oyundaki karakter general Süleymani ile çarpıcı bir benzerlik taşıyor.
En son Call of Duty oyununda oyuncular General Ghorbrani’ye suikast düzenliyor; bu, sağdaki resimde görülen İranlı General Kasım Süleymani’ye (Qassem Solemani) yapılan belirsiz bir gönderme
Call of Duty: Modern Warfare II, generali gülünç bir şekilde Rusya’nın kontrolü altında gösteriyor ve Ghorbrani’nin “teröristlere yardım sağladığını” iddia ediyor. Gerçekte Süleymani, IŞİD terörünün Ortadoğu’da yenilgiye uğratılmasında kilit güçtü; bu eylemleri neticesinde Batı medyası bile onu “kahraman” ilan etmişti. ABD’de yapılan anketlere göre Süleymani belki de Orta Doğu’daki en popüler liderdi ve İranlıların %80’inden fazlası Süleymani hakkında olumlu düşüncelere sahipti.
Suikastın hemen ardından Pompeo’nun Dışişleri Bakanlığı, Süleymani’yi öldürmelerinin nedeninin Amerikalılara karşı bir terör saldırısı gerçekleştirmenin eşiğinde olması olduğu yalanını ortaya attı. Gerçekte Süleymani, Suudi Arabistan ile barış görüşmeleri için Irak'ın başkenti Bağdat’taydı.
Bu görüşmeler iki ülke arasında barışa yol açabilirdi ki ABD hükümeti buna kesinlikle karşı. Dönemin Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi, Süleymani’yi davet etmek için Başkan Trump’tan bizzat izin istediğini açıkladı. Trump bunu kabul etti ve ardından bu fırsatı cinayeti işlemek için kullandı.
Dolayısıyla Activision Blizzard’ın Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey yetkililerini bünyesine katması gibi, oyunları da aynı Dışişleri Bakanlığı’nın en tartışmalı suikastlarını kutluyor.
Ancak, Call of Duty kolay etkilenebilir genç oyunculara yabancı liderleri öldürme talimatını kesinlikle ilk kez vermiyor. Call of Duty Black Ops (2010) oyununda oyuncular Küba lideri Fidel Castro’yu öldürmek için bir görevi tamamlamak zorundadır. Eğer onu kafasından vurmayı başarırlarsa, ekstra kanlı bir ağır çekim sahnesiyle ödüllendiriliyor ve bronz bir “Diktatörlere Ölüm” kupası kazanıyorlar. Böylece oyuncular Washington’un 600’den fazla kez yapamadığını dijital olarak gerçekleştirmek zorunda kalıyorlar.
“Call of Duty: Black Ops“ un bir görevinde oyuncular elinde bir rehine bulunan Fidel Castro’ya suikast düzenliyor.
Aynı şekilde Call of Duty: Ghosts da Venezuela’da geçiyor ve oyuncular burada açıkça eski başkan Hugo Chavez’e dayanarak tasarlanmış sosyalist bir askeri lider olan General Almagro karakterine karşı savaşıyor. Chavez gibi Almagro da kırmızı bere takıyor ve Venezuela’nın petrol zenginliğini kullanarak ABD’ye karşı bağımsız Latin Amerika ülkelerinden oluşan bir ittifak kuruyor. Washington, Chavez ve halefi Nicolás Maduro’yu birçok kez devirmeye çalıştı. Oyunun altıncı görevi sırasında oyuncular Almagro’yu yakın mesafeden vurup öldürmelidir.
Call of Duty: Modern Warfare’de (2019) de Rusya karşıtı propaganda 11’e çıkarılmıştır. Görevlerden biri meşhur Ölüm Yolu olayını yeniden canlandırıyor. Birinci Irak Savaşı sırasında, ABD liderliğindeki güçler kaçan Irak birliklerini 80. Otoyolda kıstırmıştı. O zamanki Genelkurmay Başkanı Colin Powell’ın “sebepsiz yere öldürme” ve “sırf katliam olsun diye yapılmış katliam” olarak tanımladığı bu olayın ardından ABD birlikleri ve müttefikleri Irak konvoyunu saatlerce dövmüş, yüzlerce kişiyi öldürmüş ve binlerce aracı imha etmişti. ABD güçlerinin ayrıca yüzlerce Iraklı sivili ve teslim olan askerleri de vurduğu bildirildi.
Call of Duty: Modern Warfare, dramatik etki yaratmak için bu sahneyi yeniden yaratıyor. Ancak bu versiyonda öldürme eylemini ABD öncülüğündeki güçler değil, Rusya gerçekleştiriyor ve böylece suçu resmi düşmanlara atarak bir savaş suçunu aklıyor.
“Call of Duty: Modern Warfare” deki bir görevde oyuncular meşhur ölüm otoyolunu yeniden yaratıyor.
Secker, MintPress’e verdiği demeçte Ölüm Otoyolu’na atıfta bulunarak, “Özellikle Call of Duty, gerçek olayları oyun görevleri olarak yeniden yarattığı ve jeopolitik amaçlarla manipüle ettiği için dikkatleri çekti” dedi ve ekledi.
“Çoğu insanın oyunlara (ve filmlere, TV şovlarına vb.) maruz kalmasının tarihsel ve güncel olaylar hakkındaki bilgilerinden çok daha fazla olduğu bir kültürde, bu manipülasyonlar oyuncuların duygusal, entelektüel ve siyasi tepkilerini çerçevelemeye yardımcı oluyor. Bu da onların, resmi bir şekilde üye olmasalar bile, militarizmin daha genel savunucularına dönüşmelerine yardımcı oluyor.”
Secker’ın son kitabı “Süper Kahramanlar, Filmler ve Devlet: ABD Hükümeti Sinematik Evrenleri Nasıl Şekillendiriyor?” adlı kitabı bu yılın başlarında yayımlandı.
Oyun Bitti
Günümüzün dijitalleşen çağında, savaş ve video oyunları dünyaları giderek birbirine benziyor. Pek çok kişi gerçek hayatta ve Call of Duty 4: Modern Warfare gibi oyunlarda insansız hava araçlarını idare etmek arasındaki benzerlikler hakkında yorum yaptı. Afganistan’da helikopter nişancısı olarak görev yapan Prens Harry, düşmanlara füze atmaktan duyduğu “keyfi” anlattı. “Ben PlayStation ve Xbox oynamayı seven insanlardan biriyim, bu yüzden baş parmaklarımla muhtemelen oldukça faydalı olduğuma inanıyorum” dedi. “Eğer adamlarımıza kötü şeyler yapmaya çalışan insanlar varsa, onları oyundan çıkarırız” diye ekledi ve iki faaliyeti açıkça karşılaştırdı. ABD kuvvetleri insansız hava araçlarını bile Xbox kumandalarıyla kontrol ederek savaş oyunları ile “savaş oyunları” arasındaki çizgiyi gittikçe daha da bulanıklaştırıyor.
Ordu da tanıtım ve işe alım aracı olarak doğrudan video oyunları üretmiştir. Bunlardan biri Airman Challenge adlı bir ABD Hava Kuvvetleri oyunu. Tamamlanması gereken 16 görev içeren oyunda, nasıl insansız hava aracı operatörü olunabileceğine dair bilgiler ve işe alım bilgileri yer alıyor. Aktif hizmeti gençlere pazarlamaya yönelik son girişimlerinde, oyuncular Irak ve Afganistan gibi ülkelerde ABD araçlarına eşlik ederek görevler boyunca ilerliyor ve oyun tarafından “isyancı” olarak tanımlanan herkese yukarıdan ölüm saçıyor.
Oyuncular hareketli hedefleri en etkili şekilde yok ederek madalya ve başarılar kazanıyor. Tüm bunlar olurken, oyuncular askere yazılmak ve Orta Doğu’da gerçek insansız hava aracı saldırıları düzenlemek isterlerse ekranda göze çarpan bir “şimdi başvur” düğmesi var.
ABD Silahlı Kuvvetleri, video oyunlarının popülaritesini gençler arasında yoğun bir şekilde işe alım yapmak için kullanıyor, oyun turnuvalarına sponsor oluyor, kendi ABD Ordusu Esports takımını kuruyor ve Twitch gibi yayın sitelerinde gençleri doğrudan işe almaya çalışıyor. Amazon’un sahip olduğu platform, ordunun etkilenebilir genç izleyicileri askere alma web sitelerine çeken sahte ödül hediyeleri kullanmasının ardından sonunda bu uygulamayı kısıtlamak zorunda kaldı.
Video oyunları devasa bir sektör ve yumuşak güç ve ideolojinin devasa bir merkezidir. Bu mecra özellikle ikna edici bir propaganda aracıdır çünkü çocuklar ve gençler bu oyunları genellikle haftalar ya da aylar boyunca tüketirler ve hafif bir eğlence aracıdırlar. Bu nedenle, kullanıcılar bir politikacının konuşmasını dinler gibi gardlarını almazlar. Sahip olduğu güç sözkonusu mecranın ciddiyetsiz sayılması nedeniyle akademisyenler ve gazeteciler tarafından genellikle göz ardı edilmektedir. Ancak bunların mesajlarını daha da güçlü kılan tam da bunların önemsiz eğlence kaynakları olduğu görüşüdür.
Call of Duty serisi, sadece içerdiği mesajlar açısından değil, mesajı taşıyanların kimler olduğu açısından da özellikle korkunç. Giderek artan bir şekilde, oyunlar eğlenceli birinci-şahıs nişancı oyunları kılığına bürünmüş Amerikan propagandasından biraz daha fazlası gibi görünüyor. Oyuncular için amaç, hızlı-tempolu eğlencenin tadını çıkarmaktır. Ancak yapımında yer alanlar için amaç sadece para kazanmak değil; emperyal savaş makinesine hizmet etmektir.
Alan MacLeod, MintPress News için yazan bir kıdemli yazardır. Doktorasını 2017 yılında tamamladıktan sonra iki kitap yayınladı: Venezuela’dan Kötü Haberler: Yirmi Yıllık Yalan Haber ve Çarpıtma Habercilik ve Bilgi Çağında Propaganda: Hala Rızanın İmalatı adlı kitapların yanı sıra çok sayıda akademik makale yayınladı. Ayrıca FAIR.org, The Guardian, Salon, The Grayzone, Jacobin Magazine ve Common Dreams’e katkıda bulunmuştur.
Alan Macleod
18 Kasım 2022
Çevirenin Notları:
[1] https://en.wikipedia.org/wiki/First-person_shooter
[2] Departmet of Defense (DoD), Savunma Bakanlığı
[3] Yazar muhtemelen ABD temelli yürütülen savaş operasyonlarını kinayeli bir şekilde savaş oyunları şeklinde betimliyor. Karşılaştırmada kullanılan ikinci savaş oyunları öbeği orijinal makalede italik yazılmıştır.