“Hoşunuza gitmese de
savaş size farz kılındı.”
[Bakara, 216.]
Tufan’dan Hemen Önce Eylül 2023
Aksa Tufanı’nın tetiği, muhtemelen 9-10 Eylül 2023 tarihinde Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Zirvesi’nde atılan emperyalist imzalara karşı çekildi. Hindistan/Suudi Arabistan/İsrail/Avrupa hattında hazırlıkları yapılan alternatif enerji hattı (IMEC) Zirve’de resmen ilân edildi. IMEC, Gazze’nin üzerinden geçiyor, Filistin’in son bağımsız toprağının tümüyle yutulması anlamına geliyordu.
Bu resme Filistin ve Lübnan açıklarında tespit edilen gaz rezervleri de dâhildir. Gazın çıkarılıp pazarlanması için Lübnan ile İsrail arasında yürütülen görüşmeler bir hayli yol almıştı.
Siyonist varlık, uzun süredir Batı Şeria’da ilhak faaliyetlerine hız vermiş, pek çok ülkenin büyük elçiliğini işgal altındaki Kudüs’e taşıtmayı başarmıştı ve 2005’ten bu yana Gazze açık hava hapishanesini tam bir tecride almış görünüyordu.
Türkiye 2010 Mavi Marmara Katliamı davasını kapatmış, katilleri yargılamaktan vaz geçmiş, 2016’da ticarete dönmüş, 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Türkiye’yi ziyaret etmiş, 2023 Eylül’ünde 78. BM Genel Kurulu’nda Erdoğan ile Netanyahu toplantı yapmıştı. İşler yolundaydı.
İsrail’in sorgusuz-sualsiz ve mahkemesiz esir etme sistemi olan idarî tutuklamaya alınan Filistinli sayısı şiddetli bir biçimde artıyordu. 2023 Eylül’üne gelindiğinde idarî tutukluların sayısı 1300’ü aşmıştı. Bu Birinci İntifada’dan 30 yıl sonra zirve noktasıydı; 1989’dan beri böyle bir sayıya yaklaşılmamıştı.
Filistin’de yıllar bazında, gözaltında kalma sürelerine göre idarî tutuklama grafiği
İran, Batı’yla diyalog peşindeydi. Husi/Suudi çatışması bir dengeye oturmuş, ABD Suudi Arabistan’a resmî desteğini çekmiş, Husiler Aramco petrol tesislerini Mart 2021’de vurmuş ve sonrasında adları neredeyse duyulmaz olmuştu.
2020’de Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail’le normalleşme kapsamında İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamış, 2023’te yapılan açıklamalarla anlaşmaların Suudi Arabistan, Endonezya ve Afrika’daki Müslüman ülkelere yayılması gündeme gelmişti.
Filistin davasının uluslararası camiada artık esamesi okunmuyordu; boğulmak üzereydi. Arada sırada, çığlık gibi, tekil bıçaklı eylemlerden başka Filistinlilerin sesi duyulmaz olmuştu.
Tufandan Sonra
7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı’nda ilkin Kassam Tugayları Gazze hapishanesini yardı; diğer direniş örgütleri derhal dâhil oldu, Gazze’de fiilî birlik tesis edildi. Esirler direniş grupları arasında paylaştırıldı. Bir yıl aradan sonra esirlerin çoğu hâlen direnişin elinde bulunuyor.
2010’da Mavi Marmara katliamının başında yer almış olan Yarbay Eli Ginsberg, Tufan’ın ilk günü Filistinli direnişçiler tarafından ölümle cezalandırıldı.
Yüzlerce Siyonist yerleşimci ve asker esir edildi ve bir kısmı ilerleyen aylarda Filistinli esirlerle takas edildi. Tutukluların sayısı uzun süredir ilk defa düştü; direnişin siyasî figürleri dâhil olmak üzere pek çok tutuklu serbest kaldı.
Gazze direnişinin önemli ölçüde “yerli” olduğu ortaya çıktı. Refah bölgesine giren İsrail güçleri, Mısır’a uzanan hiçbir tünel bulamadı. Direniş büyük oranda kendi imkânlarıyla ayakta kaldı. Bir yılın sonunda, 6 Ekim 2024 günü FHKC’nin Ebu Ali Mustafa Tugayları ile İslamî Cihad’ın Kudüs Tugayları ile müşterek operasyonunda mürettebatı ile birlikte tankı etkisiz hâle getirdiğini duyurdu ve Tufan’ın yıl dönümünde, 7 Ekim 2024 günü, Kassam Tugayları Tel Aviv’i dört füzeyle vurdu.
İsrail’in yerleşim politikası ilk defa bozuldu, yüz binlerce işgalci 1948’den bu yana ilk defa Filistin topraklarından çıkmak zorunda kaldı. Bu süre zarfında İsrail dış göç de verdi. Ekonomik göstergeleri kötüleşti, bütün şehirleri güvensiz hâle geldi.
Genişlemekte olan İbrahim Anlaşmaları dondu; İsrail büyükelçisi Bahreyn’den ayrıldı.
IMEC fiilen rafa kaldırıldı, Lübnan hükûmetinin dolayımıyla İsrail’le gaz anlaşmalarının bir parçası konumuna gelen Hizbullah, kuzeyden açtığı cephe ile Gazze’ye desteğe başladı, nihayetinde birinci yılın sonunda İsrail’le kara savaşına mecbur kaldı.
İran tarihinde ilk defa ve bir yılda iki defa İsrail’e yüzlerce füze attı, yarattığı tahribat gizlenemez bir hâl aldı. Hâlihazırda savaşın eşiğine geldi.
Husiler âdeta uyandı ve Aden Körfezi, Kızıldeniz ve Hint Okyanus’unu İsrail için çalışan gemilere dar etti, 50’nin üzerinde gemiyi vurdu, bir gemiye el koydu; İsrail ve ABD saldırılarına maruz kalsa da İsrail’in işgal altında tuttuğu toprakları etkili şekilde füzelerle vurdu. Son olarak İsrail’in Hizbullah’a yönelik çağrı cihazı saldırısından bir gün önce, tek bir hipersonik füze ile demir kubbeyi delmeyi başardı.
İsrail, karar harekâtına başlamadan çağrı cihazı ve telsiz saldırısını erkenden yapmaya mecbur oldu, cephede doğacak muhtemel kaos berhava oldu.
Türkiye uzun yıllardan sonra ilk defa etkili Filistin eylemlerine sahne oldu. İsrail ile ticareti “resmen” kestiğini ilân etmeye mecbur kaldı. Bir yıldır dünya genelinde Filistin için sayısız eylem düzenlendi, milyonlar sokaklara çıktı, üniversiteler işgal edildi, Batılı devletler saldırdıysa da eylemler son bulmadı, İsrail dünya halkları tarafından gayri meşru ilân edildi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde İsrail’in soykırımı tescillendi, Netanyahu aranır konuma geldi. Pek çok Katolik ülke son bir yılda Filistin’i tanıdığını açıkladı.
Filistin direniş örgütleri Çin aracılığı ile bir araya geldi. Çin sürece kayıtsız kalamadı.
Aksa Tufanı’nın birinci yılı dolmak üzereyken İsrail’i füzelerle vurmak zorunda kalan İran’ın Cumhurbaşkanı elini kolunu sallayarak Katar’a gitti, burada Katar ve Suudi Arabistan dışişleri bakanlarıyla görüştü. Ardından Arap devletleri, İran’a karşı İsrail’e destek olamayacaklarını ve ülkelerindeki ABD üslerini kullandırmayacaklarını ilân ettiler.
Rusya’nın askerî ikmal yolu ve Fransa’nın petrol firması İsrail tarafından vuruldu. Bu iki ülke İsrail’e tavır almak durumunda kaldı. Rusya vatandaşlarına bölgeden ayrılma çağrısı yaptı, Wagner’in Suriye ve Lübnan’da İsrail’e karşı savaşacağı dillendirilmeye başlandı.
Suriye ve Türkiye BRICS üyeliği için başvuru yaptı.
Bir yılda akla kara ayrıldı, ABD’nin ve Siyonizm’in uşakları dünya genelinde su yüzüne çıktı.
Binlerce çocuk, genç ve yaşlı ve on yılların direniş komutanlarının canı pahasına, emperyalist çarka çomak sokuldu, huzur bozuldu, ittifaklar sarsıldı ve yeniden kuruldu, Filistin davası ayağa kalktı; sabır ve salât ile. Filistin’e selam ile.
Gökçe Kutlu
7 Ekim 2024
Fotoğraf: Netanyahu, Eylül 2023’te G20 Zirvesi için hazırladığı videoda Gazze’den geçen IMEC güzergâhını gösteriyor.