Loading...

“Gelişmekte Olan Bir Ülke” Çevrimiçi Oluyor


Çin’deki dijital altyapı sadece birkaç on yıl içinde dünyadaki en iyilerden biri hâline geldi.

Çin gözlemcileri Doris ve John Naisbitt 2009 yılında bir kitap yayınladı; Çin’in Megatrendleri: Yeni Bir Toplumun 8 Temel Direği. Bu çok satan kitapta internet, akıllı telefonlar ve dijital şirketler dışında güneşin altındaki hemen her şey tartışılıyordu. Bu (sadece) yazarların görüşlerinin sınırlarından kaynaklanmıyordu. Bu aynı zamanda dijital dünyanın Çin’de ne kadar hızlı –ve âdeta birdenbire– geliştiğinin de çarpıcı bir göstergesi.

On üç yıl sonra, Çin artık yeni teknolojilerin benimsenmesinde dünya lideri konumunda. Halk internetle son derece haşır neşir –akıllı telefon dünyanın hemen hemen her yerinden daha derin bir şekilde günlük yaşamda kök salmış durumda. Çevrimiçi alışveriş ve birçok dijital iletişim hizmeti günlük hayatı şekillendiriyor ve Çinli internet kullanıcılarının neredeyse tamamı düzenli olarak mobil ödeme yöntemlerini kullanıyor.

Başlangıçlar

Çin’in internet tarihini anlamak için 40 yıl geriye gitmemiz gerekiyor. Çin’in, parti lideri ve devlet başkanı Deng Xiaoping önderliğinde uygulamaya koyduğu reform ve dışa açılma politikaları, piyasa temelli mekanizmalar etrafında örgütlenmiş ve özel şirketlerin kurulmasına izin vermiştir. 1978’den önce özel sektör neredeyse hiç yoktu. Bugünse özel şirketler Çin GSYH’sinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturmaktadır.

1980’den itibaren, en ünlüsü Shenzhen olan özel ekonomik bölgelerin (Çin’in düşük vergilendirme, düşük gümrük vergileri ve basitleştirilmiş idarî prosedürler gibi özel düzenlemeler uyguladığı alanlar) kurulması da Çin’in reform ve dışa açılma politikalarının en dikkat çekici bileşenlerinden biridir. Dahası, teknoloji Çin liderliğinin ülkeyi modernleştirme vizyonunda en başından beri belirleyici bir rol oynamıştır. Yurtdışında birkaç yıl geçirmiş olan Deng Xiaoping, bir keresinde teknolojiyi “başlıca üretken güç” olarak tanımlamıştı.

Yeni fırsatlardan yararlanan ilk kişilerden biri, Çin Bilimler Akademisi’nde eğitim görmüş bir mühendis olan Liu Chuanzhi’ydi. Kasım 1984’te Çin’in ilk kişisel bilgisayarlarından biri olan Great Wall 0520CH’yi üreten bir bilgisayar şirketi kurdu. Bilgisayar IBM PC’lerle uyumluydu (bazıları buna IBM taklidi diyor). Model 13 fabrikada, ilk aşamada 10.000 adet üretildi.

“Pahalı tüketim malları ya da araba gibi statü sembolleri öngörülebilir gelecekte çoğu insan için erişilmez olmaya devam etse bile, internet hizmetleri en ücra bölgelerde bile kullanılabilir olacaktır.”

Bugün Chuanzhi’nin şirketi Lenovo olarak biliniyor ve dünyanın en büyük bilgisayar üreticilerinden biri. 2005 yılında Lenovo, dünyanın en eski bilgisayar şirketi IBM’in PC bölümünü bile devraldı. Yeni Çinli, Chuanzhi’nin şirketini kurmasından üç yıl önce, kişisel bilgisayarın günlük bir ürün olarak muzaffer gelişiminde önemli bir kilometre taşı olan Microsoft ile tarihi bir anlaşma yapan ABD şirketinin PC işini devraldı.

Ancak Chuanzhi gibi cüretkâr girişimciler resmin sadece bir parçasıydı. Siyaset ve yönetim alanlarında da inisiyatif gerekiyordu. Bilim insanı Hu Qiheng, Çin’in World Wide Web ile bağlantısını organize ettiği için Çin internetinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Mayıs 1994’te Çin’in ilk web sitesi sunucusu Çin Bilimler Akademisi’nde devreye girdi. Hu, daha sonra .cn alan adının yönetiminden sorumlu olan Çin İnternet Ağı Bilgi Merkezi’nin (CNNIC) başına geçti. Hu, 2013 yılında İnternet Onur Listesi’ne dâhil edildi.

O zamanlar Çin’in önünde yapması gereken çok şey vardı: 1995 yılında ABD nüfusunun yarısından fazlası evde, işte veya okulda internete erişebiliyordu. O yılın başında Çin’de sadece 3.000 civarında internet kullanıcısı vardı. Altı ay sonra, 40,000 internet kullanıcısına ulaşıldı. 2000 yılında Çin’de 22,5 milyon kişi internete bağlıydı ve 2010 yılı sonunda –ilk adımların atılmasından sadece 15 yıl sonra– bu sayı 547 milyona ulaştı; yani Çin’in çevrimiçi topluluğu tüm ABD nüfusunun büyüklüğünü geride bıraktı.

Kazançlı Özgürlük mü?

Bugünün dijital Çin’inin hem teknik hem de siyasî temeli 1990’larda atıldı. Nüfusun geniş kesimleri için internet erişimine ek olarak, bu, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) katılmasını beraberinde getirdi.

Tüm bu gelişmeler Batı tarafından olumlu karşılandı. Batı ile ekonomik yakınlaşmanın nihayetinde Çin’in piyasa ekonomisine ve neoliberal Washington Mutabakatı’na uyum sağlamasına yol açacağına inanılıyordu. Ve internet de Çin halkını “özgürlük ve demokrasiye” kazandırma konusunda üzerine düşeni yapacaktı.

Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, 2000 yılında yaptığı bir konuşmada Çin için şöyle demişti: “Yeni yüzyılda özgürlük cep telefonu ve kablolu modemle yayılacak.” Bu inancında kesinlikle yalnız değildi: İnternetin demokrasiyi dünyanın en ücra köşelerine kadar götüreceği ve kazançlı yeni pazarlar açacağı fikri o dönemde oldukça yaygındı. Dijital kapitalizm eleştirmeni Evgeny Morozov, internetin toplumları demokratikleştirme ve “iyileştirme”, başka bir deyişle sermayenin çıkarları doğrultusunda dönüştürme gücüne sahip olduğu inancına “siber ütopyacılık” adını verdi.

Stanford Üniversitesi Siber Politika Merkezi’ndeki DigiChina projesinin baş editörü Graham Webster’ın da ifade ettiği gibi: “Batı, iletişim teknolojisinin demokrasiyi geliştireceğine inandırılmıştı.” Aynı dönemde Silikon Vadisi teknoloji şirketleri, milyarlarca insana hizmet sunduktan sonra Çin’de büyük bir ticarî başarı elde etmeyi bekliyorlardı. Webster: “Amerikan teknoloji şirketleri Çin pazarına hâkim olarak servet kazanmayı umuyordu.”

Dijital Şirketlerin Rolü

Ancak işler oldukça farklı gelişti. Çin Komünist Partisi kapitalist bir süreç başlatmış olsa da, eski Sovyetler Birliği’nde uygulanan neoliberal şok terapisinden, dijitalleşme de dâhil olmak üzere kaçınmayı başardı. Er ya da geç eBay, Google ve Uber gibi tüm büyük Amerikan internet şirketleri Çin pazarından çekilmek zorunda kaldı.

Alibaba, Tencent ve Baidu gibi Çinli şirketler sonuçta galip geldiler. Büyük Güvenlik Duvarı (yani Çin internetinin tecridi) ve özellikle Güney Kore ve Singapur’un örnek teşkil ettiği iç pazarı güvence altına almaya yönelik korumacı tedbirlerle korunan güçlü dijital şirketler ortaya çıktı. Hizmetleri, internet bağımlısı Çin nüfusu için günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi.

Çinli dijital şirketler Alibaba, Tencent ve Baidu artık kullanıcı sayısı, veri hacmi ve ciro konusunda Silikon Vadisi’ndeki rekabete ayak uydurabiliyor. Buna ek olarak, burada bir bağımsız girişim ve deneysellik kültürü var ki çok az şirket müşteri isteklerine ve değişen koşullara yanıt verme konusunda Çin şirketleri kadar çevik davranabiliyor.

Dijital Refah

Çin, satın alma gücüne göre düzeltilmiş kişi başına düşen yıllık 19.000 ABD doları GSYH ile, 93.000 dolarlık Singapur, 60.000 dolarlık ABD, 51.000 dolarlık Almanya’nın çok gerisinde ve 17.000 dolarlık İran gibi bir ülkeye çok daha yakın olan, hâlen daha gelişmekte olan bir ülkedir. [Türkiye için 2021 yılı verilerine göre bu değer 32.000 ABD dolarıdır. –çn.] Sadece birkaç yıl önce Çin, şu anda kişi başına 6.823 dolar olan Brezilya ile aynı seviyedeydi. Ancak genel refah açısından hâlâ gelişmiş ülkelerin çok uzağında olmasına rağmen Çin, dijital dünyanın liderlerinden biri.

Dünya Bankası’na göre bugün Çin’de 1.032 milyar kişi, yani nüfusun yüzde 73’ü internete girmektedir [Almanya için bu rakam yüzde 90’dır. Türkiye için %81. –çn.]. Ancak bu aynı zamanda 370 milyon insanın hâlâ erişimden yoksun olduğu anlamına gelmektedir ve bu durum bilhassa kırsal alanlarda geçerlidir. Yeni Çin’de servetin son derece eşitsiz dağılması gibi dijital bir uçurum açılıyor. Finans, ticaret ve ulaşım için internet tabanlı hizmetler Çin’de günlük sosyal yaşamda önemli bir faktör hâline geldiği için bu durum özellikle ciddidir. Yine de bağlantı hızları söz konusu olduğunda Çin gayet iyi durumda. Geniş bant bağlantılarda dünya genelinde üçüncü sırada (Almanya 42.), mobil bağlantılarda ise onuncu sırada (Almanya 32.) yer alıyor. [Aynı ölçüte göre Türkiye için bu sıralamalar; 107. ve 65. şeklindedir. –çn.]

Çinli akıllı telefon üreticisi Huawei tarafından 2016 yılında yapılan bir araştırma da Çin nüfusunun dijital teknolojiye karşı olumlu bir tutum içinde olduğunu göstermektedir. Ankete katılanların %82’si dijital yeniliklere karşı olumlu bir yaklaşıma sahip olduğunu belirtmiştir.

“Modern Çin’i anlamak için dijital Çin’i ve dinamiklerini de göz önünde bulundurmak şarttır.”

Sonuçta Çin’in refah düzeyi, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinden hâlâ çok uzakta. Ama yine de dijital alanda Çinliler üstün bir altyapı zenginliğine sahip. Pahalı tüketim malları ya da araba gibi statü sembolleri öngörülebilir gelecekte çoğu insan için erişilemez kalsa bile, internet hizmetleri en ücra bölgelerde bile kullanılabiliyor olacaktır.

Otomobil örneğine bakalım: ABD’de 1.000 kişiye 439 otomobil düşerken, Çin’de bu rakam bunun yarısı kadardır. Bu durum, araç kiralama hizmetlerinin (yani dijital uygulamalar kullanılarak ulaşım rezervasyonu yapılması) yüksek düzeyde kabul görmesi ve kullanılmasıyla çelişmektedir. McKinsey danışmanlık şirketi tarafından yapılan küresel bir ankette, Çin’den ankete katılanların yüzde 90’ı haftada en az bir kez yolculuklarını plânlamak için bu uygulamaları kullandıklarını belirtmiştir.

Dijital Şeritte Atak Yapmak

Çin yönetiminin bilişim sektörüne yatırım yapma kararı, refah ve dijital gelişmeler arasındaki paralellikle de bağlantılı. Ülke, bu tür gelişmelerin dayandığı dijital altyapıyı oluşturmuştur. Çin’in küresel bir lider olduğu 5G mobil iletişim standardı buna bir örnektir –ülke şu anda dünyadaki 5G baz istasyonlarının üçte ikisine ev sahipliği yapmaktadır.

Yani Çin’in son 30 yıldaki refah ve dijitalleşme patlamalarının eşzamanlı olması tesadüf değil. Parti liderliği, muazzam kullanıcı tabanının memnuniyetinden yararlanırken yerel dijital ekonomiyi destekledi ve hatta dilini benimsedi: Başkan Şi Jinping, Mart 2021’de on dördüncü beş yıllık plânın kabul edilmesine işaret eden konuşmasında, dijital Çin’in önemini vurgulayarak, ülkenin “dijital bir toplum, dijital bir hükümet ve sağlıklı bir dijital ekosistem geliştirmek için daha hızlı çalışması” gerektiğini söyledi.

Özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde, Çin’in teknolojik gelişimi, dijitalleşmesi ve dijital şirketleri hakkında çok şey yazıldı. Yine de bu durum sol kanat tartışmalarında daha az rol oynuyor. Modern Çin’i anlamak için dijital Çin’i ve dinamiklerini de göz önünde bulundurmak gerekli. Sonuç olarak dijital dünya, Çin’in uzun vadede tüm insanlar için makul bir refah seviyesine sahip bir teknoloji lideri olma hedefinde çok önemli bir rol oynamaktadır.

Graham Webster, “Çin’de internet, sürekli kontrolü sağlamak için mekanizmalar bulan bir siyasî rejim bağlamında gelişiyor –dijital odaklı bir devrimde uyurgezerlik eden bir hükümet şeklinde değil,” diye yazarak durumu özellikle net bir şekilde özetliyor.

Timo Daum

24 Kasım 2022

Kaynak

Sıradaki yazı: “Plânlı Bir Ekonomi ve Deney Kültürü