Loading...

Halka Duvar, Sermayeye Yazı Tahtası


Hollandalı çiftçiler ayakta, kapitalizmin kendisini resetleyerek rahatlamasının ceremesini çekmek istemiyorlar. Kârlarının sıfırlanma tehlikesiyle karşılaşan büyük sermaye ise bildiğini yapıyor; aşağıdan yukarıya servet transferi.

Yüksek enflasyon, mülksüzleştirme, kredi kaynaklarının üst gelir kesimlerine açılması, paranın ve malın merkezîleşmesi servet transferinin en göze çarpan araçlarından. Peki geniş kitleler, yarattığı zenginlikler yukarıya doğru vakumlanırken bu uygulamalara nasıl razı edilecek?

Kapitalizm, her yeni operasyonda yeni değerler dizisiyle arzı endam etmiştir. Keynesçi dönemde sosyal devlet/tam istihdam, ondan önce piyasanın görünmez eli, daha da önce ulusun zenginliği ve refahı… Yakın dönemde verimlilik, inovasyon… Bugün ise karşımıza “yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik” söylemleri çıkarılıyor. Biz insanların diğer hayvanlar gibi doğanın bir parçası olduğumuzu unutmamız isteniyor. Doğa için biraz aç kalabiliriz, hatta çevre için bir miktar azalabiliriz de! Çiftlik hayvanlarından başlamak üzere.

Peki alttakiler bu laflara razı gelmez, insanlığın hayvan sürüsünden ayrı, irade, sorumluluk ve hak sahibi bir topluluk olduğunu savunur, üstüne bir de örgütlenirlerse ne olur? Şöyle olur:

Keynesçi dönemde yavaş yavaş ve seksenlerden itibaren de hızlıca Batı Marksizmi, sosyal demokrasi palazlandırılır; bunların dışında kalanlara “terörist” diye zulmedilir. Bundan önce en liberal dönemde, en yoğun köle ticareti yapılır, insan ticareti yapan gemilerin seferleri yıldan yıla katlanır. Daha da önce insanlar dövüle dövüle, dağlana dağlana, asıla asıla işçileştirilir (Bkz. Kapital, 1. Cilt, “Mülksüzleştirilenlere Karşı Kanlı Yasalar” bölümü.)

Gelelim bugüne. Bugünün kapitalistleri, ne biliyorlarsa dünden öğrendiler: Önce, “herkesin iyiliğine olan” bir proje ortaya atılacak, bu projeye itiraz edenler yaftalanacak, hatta dövülüp öldürülecekler. Bu arada yarattıkları tehlikeye dikkat çekilecek, “hiç de masum olmadıkları” unutturulmayacaktır (Ör: 16. yy’dan itibaren “aylaklar”, 19. yy’da “serseriler”, 20. yy’da “teröristler” hakkında yürütülen tartışmalar, çıkarılan yasalar, alınan tedbirler.)

Yaftalamak, yarattıkları tehlikeyi açığa çıkarmak, masum olmadıklarını göstermek için medyaya, yazara ve çizere ihtiyaç var.

 “Traktör Ordusu Hollanda’yı Ele Geçirir mi?” Duvar’ın derdi bu! Manzara şöyle tarif edilmiş:

“Ama tarlaların üzerinde çiçek gibi duran o traktörler şimdi tank gibi görünüyor… Zaten bu aralar Hollanda’da çiftçiler onları birer tank gibi kullanıyor… Beş on yüz bin traktör bir arada durunca, bir ordu gibi hareket edebiliyor. O güce erişiyor… O güç, bugün tüm ülkeyi paralize eden bir protesto hareketine girişiyor… Kargaşanın adı ‘azot’… Hükümet kara kara düşünüyor… “Sakin olun” diyorlar sadece… Solun itiraz etmesi gereken birçok şeye itiraz ettikleri için, bazıları onları ‘sol’ sanıyor. Bazıları kim olduklarına aldırmadan destek veriyor…Toplumda faşizm böyle büyüyor. Sadece Hollanda’da değil her yerde. Türkiye hariç değil.”[1]

İnsanlar nasıl doyacak? Doymazsa ne olacak? Hava yolu sektörüne uygulanmayan tedbirler neden tarıma uygulanıyor?[2] Bu sorular akla gelmemiş. Polisin çiftçilere karşı kurduğu barikatlar; gerçek mermilerle ateş açması, paramiliter tiplerin sopalarla çiftçilere korku salması ve adam kaçırması ise gözden kaçmış olacak. Faşizm, kapitalizme isyanla büyüyormuş; o zaman itaat edelim! Öyle mi Gazete Duvar? İsyan değil “kargaşa”, öyle mi?

Duvar korku yaymakta, terörist ilân etmekte, büyük sermayeye mecra sunmaktadır; işi budur. Ama bu işi layığı ile yerine getiremiyor olsa gerek, zira azar işittiği de olmaktadır:

“Türk vatandaşları ve özellikle de gençler, giderek artan biçimde bağımsız bakış açılarından dolayı online kaynaklara dönüyorlar fakat Kremlince desteklenen Sputnik Türkiye takipçi çekmekte Batı tarafından fonlanan rakiplerinden daha başarılı olageldi. Facebook, Instagram, Twitter ve YouTube’da Sputnik Türkiye toplamda 1.49 milyon takipçiye sahip, Gazete Duvar’ın iki katı kadar… Hibe programları ayrıca, yorum yerine haberciliğe fon tahsis ederlerse, kaynaklarını daha efektif kullanabilirler.”[3]

Bu analizin devamında aşırıcı sayıda yorumcu, yarı zamanlı yazar istihdamı sorun olarak sıralanıyor; muhabire/habere vurgu yapılıyor.

Ha gayret Gazete Duvar! Hep yorum olmaz; biraz da haber. Meydanlara, yollara inmek lâzım. İşi ve ekmeği elinden alınan eylemcilerin arasına karışıp nasıl da faşistlik yaptıklarını; devletin ne kadar da hoş görülü olduğunu; yaklaşan faşist tehlikenin büyüklüğünü onlara da Türkiye’ye de anlat biraz. Anlat ki foncular tatmin olsun.

Para kolay kazanılmıyor. Hayırlı işler.

Gökçe Kutlu

16 Temmuz 2022

Manşet görseli: Hoşgörülü Hollanda hükümetinin “Romeo Birlikleri” eylemcilere bu şekilde “sakin olun” diyorlar sadece!

Dipnotlar:

[1] Yenal Bilgici, “Traktör ordusu Hollanda’yı ele geçirir mi?”, 6 Temmuz 2022, Duvar.

[2] Lucas Leiroz de Almeida, “Küresel “Yeşil Kapitalizm” Dayatması: Avrupa’da Çiftçiler Haklarını Arıyor”, 11 Temmuz 2022, Sosyalizm.org.

[3] “Turkey’s Changing Media Landscape”, 10 Haziran 2020, Amerikan İlerleme Merkezi (Center for American Progress), Americanprogress.