Loading...

İsrail’in 18 Mart Saldırısı


18 Mart 2025’te İsrail, ateşkes anlaşmasını tek taraflı olarak bozarak Gazze’de birçok bölgeyi bombaladı. İsrail bombalarıyla çoğunluğu sivil olmak üzere en az 400 Filistinlinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Gazze’deki gazeteciler, ölenler arasında 174 çocuğun bulunduğunu bildiriyor. Bir kere daha aileler topyekûn yok edildi. Birleşmiş Milletler Filistin Ajansı (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini, İsraillilerin “yeryüzünde cehennemi” körüklediğini söyledi. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard ise durumu “cehennemî bir yoğun bombardıman kâbusu” olarak tanımladı. “Cehennem” kelimesi herkesin dilinde. Şu anda Gazze’deki durumu en iyi tanımlayan kelime bu.

İsrail Saldırısı

İsrailliler neden ateşkesi bozdu? Bunun iyi bir nedeni yok. Filistinliler tarafından sahada bu ölümcül şiddet dalgasını tetikleyecek hiçbir eylem gerçekleştirilmedi. Esir değişimi mümkün olduğunca sorunsuz ilerledi ve ateşkesin denetlenme süreci sağlamdı. Ancak İsraillileri yeniden şiddete yöneltebilecek üç önemli faktör bulunuyor.

İlk olarak, Filistinliler en az iki konuda İsrail hükûmetini zor durumda bıraktı: 27 Ocak’ta yüz binlercesi kuzeye doğru yürüyerek kuzey Gazze’yi geri almaya çalıştı ve serbest bırakılan İsrailli esirlerin kendilerini rehin tutanlara karşı empati göstermesini sağladılar (öyle ki bazı İsrailli askerlerin, kendilerini esir tutan Hamas militanlarını öptüğü görüldü).

İkinci olarak, İsrail hükûmeti ateşkesi bozduktan sonra, Başbakan Binyamin Netanyahu, daha önce ateşkese tepki olarak istifa eden aşırı sağcı Otzma Yehudit partisinin üç üyesini (Itamar Ben-Gvir, Amichai Eliyahu ve Yitzhak Vassirulov) tekrar kabinesine dâhil etti. Bu geri dönüş, Netanyahu’nun hükûmetini güçlendirdi. Netanyahu’nun siyasî gücünü korumak için Filistinlileri öldürmesi onun karakterine uygun bir davranıştır.

Son olarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Filistinlileri savunduğu için Yemen hükûmetine saldırılmasını onaylaması, İsrail’e şiddet eylemlerini yeniden başlatması için yeşil ışık yaktı. Yemen’in Ensarullah Hareketi, İsrail’in soykırımına karşı saldırılarına devam eden tek gruptu (Lübnan’daki Hizbullah ve Suriye’deki gruplar büyük ölçüde susturulmuş durumda).

Filistinli Hamile Kadınlar

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’na (UNPFA) göre Gazze’de 50.000 hamile Filistinli kadın bulunuyor ve bunlardan 4.000’i gelecek ay doğum yapmaya hazırlanıyor (günde 130’dan fazla). Şu anda bu kadınların uygun tıbbî bakıma erişimi yok. İsrail hükûmeti, prematüre bebekler için hayatî öneme sahip elli dört ultrason cihazı ve dokuz taşınabilir kuvözün Gazze’ye ulaşmasını iki haftadır engelliyor. Elektrik ve su kesintileri, tıbbî merkezler ve hastanelerin yıkımıyla birleşince sağlık çalışanları ve dolayısıyla hamile kadınlar üzerinde ağır bir yük oluşturuyor.

Gazze’deki Kuveyt Hastanesi’nde çalışan Dr. Yakup (ismi değiştirilmiştir), bombalar yeniden düşerken yaşanan iki önemli olayı anlattı. Han Yunus’taki el-Mawasi’den gelen, yirmi iki haftalık hamile otuz yaşındaki bir kadın, İsrail hava saldırısında başından yaralanarak hastaneye getirildi. Hastanede hayatını kaybetti. Doktor onu muayene ettiğinde, bebeğinin de öldüğünü fark etti. İkinci bir kadın, hamileliğinin on ikinci haftasında düşük yaptı. Hastaneye ulaştığında korkunç acılar içindeydi. Annesi doktora şunları söyledi: “Bu hastaneye zar zor ulaşabildik. Araç bulmamız çok zor oldu. Durum istikrarsız, bombardıman ve korku var. Korka korka geldik.” Kadınlardan biri öldü. İkisi de bebeklerini kaybetti. Dr. Yakup şöyle dedi: “Savaş zamanlarında yıkım, savaş alanının ötesine geçerek masum hayatları, özellikle de hamile kadınlar ve doğmamış bebekleri etkiliyor.”

Gazze’nin Yeniden Açılması

Tüm zorluklara rağmen, Filistin Kızılay’ı Gazze Şehri’nin Tal el-Hava mahallesindeki el-Kudüs Hastanesi’ni yeniden açtı. Hastane, İsrail tarafından bombalanmıştı ve Kasım 2023’ten beri kapalıydı. Üç yıl önce siviller tarafından kurulan Kuzey Gazze Acil Durum Komitesi, bu ağır koşullara rağmen bir şekilde tıbbî bakım sağlamanın mutlak bir gereklilik olduğunu tartışmak için toplandı. Şimdiye kadar iki ameliyathane, bir acil servis ve poliklinikler yeniden faaliyete geçirildi.

Bu soykırım sırasında İsrail’in, Acil Durum Komiteleri’nin önde gelen isimlerini ve insanî yardımların girişine katkı sağlayan Filistinlileri hedef aldığını hatırlatmak gerek. Örneğin, Mart 2024’te İsrail hava saldırıları, Batı Gazze’de bir Acil Durum Komitesi’nin halk arasında sevilen lideri olan Emcet Hathat’ı ve Birleşmiş Milletler Filistin Ajansı (UNRWA) aracılığıyla insanî yardımların girişini koordine eden polis yetkilisi Tuğgeneral Faik el-Mabhuh’u hedef alarak öldürdü. Hathat ve el-Mabhuh gibi kişilerin katledilmesi, Kuzey Gazze’de insanî yardımları organize edecek bilgi ve deneyime sahip kişilerin eksikliğini derinleştirdi. Ancak tüm kayıplara rağmen, zor durumdaki UNRWA yetkilileri de dâhil olmak üzere, yeni isimler bu boşluğu doldurmak için devreye girdi.

Ateşkes sırasında, UNRWA Gazze genelinde 130 geçici eğitim alanı açarak 270.000 erkek ve kız çocuğunu eğitime kazandırdı. UNRWA Başkanı Lazzarini’nin dediği gibi, “Çocuklar için eğitim, bir nebze olsun umut getirir. Onların kendilerine yardım etmelerine ve yavaş yavaş çocukluklarıyla yeniden bağ kurmalarına yardımcı olur.” Ne var ki Lazzarini bunu 15 Mart’ta yazmıştı. İsrail üç gün sonra yeniden bombardımana başladı.

Enkaz büyüyecek. Umutsuzluk derinleşecek. Soykırım devam ediyor.

Vijay Prashad

20 Mart 2025

Kaynak

Çeviri: Mehmet Ocakçı