İtalya Seçimlerinde Georgia Meloni’nin Zaferi Üzerine


Georgia Meloni liderliğindeki İtalya’nın Kardeşleri (Fratelli d’Italia), 24 Eylül 2022 seçimlerinden zaferle çıktı. Parti, Lig ve Haydi İtalya ile ittifak hâlinde hükümet kuracak çoğunluğa erişti. İtalya’nın Kardeşleri, İtalyan millî marşından alınma bir isim. Parti, İtalyan sağının üç grubunun bir araya gelmesi ile 2012 yılında kurulmuş bir ittifaka dayanıyor. Bu ittifakın kuruluş aşamasında, İtalyan iç siyasetine yönelik temel motivasyonları arasında Silvio Berlusconi liderliğine karşı çıkmak vardı.

İtalya’nın Kardeşleri, kuruluşundan bir yıl önce Suriye’de patlayan vekâlet savaşı sonrası şiddetlenen göç dalgaları arasında seçimden seçime yükselmiş bir parti. Parti lideri Meloni, 2011 yılına kadar İtalya’nın en zengin ve en yoz tiplerinden Berlusconi’nin Gençlik Bakanı’ydı. İtalya’nın Kardeşleri, erken seçim öncesi mecliste son olarak Ukrayna’ya destek kararlarını desteklemişti.

Meloni’nin 2019’da Dünya Aileler Kongresi (World Congress of Families) adlı etkinlikte yaptığı konuşmanın bir kısmını aktaralım:



 

“Lütfen bana şu sorunun cevabını verin: Aile neden bir düşmandır? Aile neden çok korkutucu? Bu soruların basit bir cevabı var: Çünkü bizi tanımlıyor, çünkü bizim kimliğimiz. Çünkü bizi tanımlayan her şey şimdi bir düşmandır. Artık bir kimliğimiz olmamasını ve sadece mükemmel tüketici köleler olmamızı isteyenler için düşmandır. Ve bu nedenle, ulusal kimliğe saldırıyorlar, dinî kimliğe saldırıyorlar, cinsel kimliğe saldırıyorlar, aile kimliğine saldırıyorlar. Kendimi İtalyan, Hristiyan, kadın, anne olarak tanımlayamam, hayır! X vatandaşı, X cinsiyeti, ebeveyn 1, ebeveyn 2 olmak zorundayım. Bir sayı olmak zorundayım. Çünkü sadece bir sayı olduğumda, artık bir kimliğim ve köklerim olmadığında, o zaman finansal spekülatörlerin merhametine kalmış mükemmel bir köle olacağım; mükemmel bir tüketici. İşte bu yüzden, bu kadar çok korku salıyoruz. Çünkü sayı olmak istemiyoruz. İnsanın, her bir insanın değerini savunacağız. Çünkü her biriminizin tekrarlanamaz emsalsiz genetik kodu var. Beğenin veya beğenmeyin bu kutsaldır. Bunu müdafaa edeceğiz. Tanrıyı, ülkeyi ve aileyi savunacağız. Bunları, insanları bu kadar iğrendiren şeyleri. Bunu özgürlüğümüzü savunmak için yapacağız. Çünkü biz hiçbir zaman finansal spekülatörlerin merhametine kalmış köleler ve basit tüketiciler olmayacağız. Bizim görevimiz bu. Bunun için bugün buraya geldim. Chesterton, yüzyıldan uzun bir zaman önce şöyle yazmıştı: ‘İki kere ikinin dört ettiğine tanıklık etmek için ateşler yakılacak. Yaprakların yazın yeşil olduğunu kanıtlamak için kılıçlar çekilecek.’[1] O zaman geldi. Hazırız.”

“Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey ayaklar altına alınıyor ve insanlar nihayet hayattaki konumlarına, karşılıklı ilişkilerine soğukkanlı bir gözle bakmaya zorlanıyorlar.”[2] Manifesto’da tespit edilen bu “zoraki soğukkanlılık”, âdeta insanlık tarihinin üstünde süzülerek yansız bir tarih okuması yapan kişi için başka, gerçeğin içinde yaşayan kişi için başka anlamlara gelecektir. Tarih gözlemcisi, şiddetli bir mülksüzleştirme hareketine eşlik eden toplumsal çözülmeyi “netice itibariyle” hayırlı bulacaktır; peki ya mülksüzleşenler? Marx, Kapital’in “Kanlı Yasalar” bölümünde, “orman hırsızlığı” üzerine kaleme aldığı gazete yazılarında ve daha nicelerinde sürece soğukkanlı bir gözlemcinin duyarsızlığıyla mı yaklaşmıştı? Hayır.

Kapitalizmin başka bir aşamasında, başka bir “buharlaşma” ile karşı karşıyayız. Gerçek insanlar gerçek acılar çekiyor; kapitalizm varlığını sürdürdükçe daha da gericileşiyor, canlı emeğin her zerresi azalan kâr oranlarını tersine çevirmek için sömürülmek istenirken; engel çıkaran kimlikler, yeme alışkanlıkları, doğum trendleri vb. saldırının açık hedefi hâline geliyor. Geniş insan toplulukları, içine düştükleri bu durumu “zoraki bir soğukkanlılık” ile idrak ediyor veya seziyorlar. Sol, kâh soğuk kanlı bir tarih araştırmacısı, kâh insanın içinde olduğunu varsaydığı kimlikler zindanına karşı bir kurtarıcı olarak arzı endam ediyor.

Meloni, bu şartlar altında, sanayi burjuvazisi dünyanın çeşitli yerlerinde finans kapital hizbine karşı inisiyatifi ele almaya çalışırken, Kovid curcunasında pestili çıkmış İtalyan halkı tarihin en düşük seviyesinde (%63,9) sandığa gitmişken seçimleri kazanıyor; Chesterton’ın ilâhiyatı ile kitlelerle konuşuyor, iktidara yürüyor. Ana akım medya, “Mussolini’den sonra ilk defa faşist bir liderin iktidara geldiğinden” dem vuruyor. Bu sonuç, Şili halkının liberal, çok kimlikçi, yeşil anayasayı referandumda reddetmesinin ardından geliyor.

Bu nedir? Neredeyiz? Ne yapmalı? Üzerine, kolayına kaçmadan düşünmek gerekiyor.

Gökçe Kutlu

26 Eylül 2022

Dipnotlar:

[1] Chesterton, Meloni’nin alıntıladığı yerden şöyle devam ediyor: “Sadece insan yaşamının inanılmaz erdemlerini ve akıllılıklarını değil, daha da inanılmaz bir şeyi, gözümüzün içine bakan bu devasa imkânsız evreni savunmak zorunda kalacağız. Görünür harikalar için sanki görünmezlermiş gibi savaşacağız. İmkânsız çimenlere ve gökyüzüne garip bir cesaretle bakacağız. Görmüş ve yine de inanmış olanlardan olacağız.” Gilbert Keith Chesterton, “Concluding Remarks on the Importance of Orthodoxy”, Chapter 20 (“Ortodoksluğun Önemi Üzerine Son Sözler”, Bölüm 20), Select Passages from Chesterton’s Heretics 1905, (“Chesterton’un Sapkınlar’ından Seçme Pasajlar 1905”), Dbu.edu.

[2] Karl Marx ve Friedrich Engels, Komünist Manifesto, Çeviren: Nail Satılgan, Yordam, 3. Baskı, İstanbul, 2015, s. 44.