Kâr Komplosu ve Kapitalizmin Yeni Yeşil Enflasyon Saldırısı


Vergi takvimine göre 2022 Mayıs ayında şirketler, ocak, şubat ve mart gelirlerinden giderlerini düştüler, kalan kârlarının bir kısmını peşin kurumlar vergisi olarak ödediler. Bir önceki yılın mayıs ayında 13 milyar 371 milyon TL açık veren devlet bütçesi, 2022 Mayıs’ında 143 milyar 977 milyon TL fazla verdi. Devletin şirket kârlarından aldığı vergiler, 2021’den 2022’ye %505,4 arttı. Bu rakamın arkasından gelen ÖTV gibi vergilerdeki artışı da cabası. Peki halkın bütçesine ne oldu?

Asgari ücreti üzerinden düşünelim: 2021 Mayıs ayında asgari ücret yaklaşık 332 USD etmekteydi; 2022 Mayıs’ında ise, asgari ücret artışına rağmen, 260 USD ediyor. Zorunlu temel emtia başta olmak üzere, toplumun tükettiği bütün malların fiyatları her gün arttığından insanlar, hayatta kalabilmek için bütün varını yoğunu harcıyor. Şirketler pahalılık sayesinde kârlarına kâr katıyor; devlet de payını alıyor. Şirket kârlarından geliri %505,4 artan devletin, bütçe giderleri ise 2021’in aynı ayına göre toplamda %47,3 artmış bulunuyor. Dövize endeksli mevduat hesapları için devletin 2022 Mayıs ayında ödediği 4,8 milyar TL, yüzbinlerce kamu personelinin maaşına denk geliyor. Yani ortada herkesi vuran bir kriz yok; servet transferi ve kâr soygunu var. Halka kurulan bir komplo var.

Bu komplo pandemi döneminde kuruldu. 2018 yılından beri düşmekte olan para arzı, pandemiyle birlikte 2020 ve 2021 yıllarında Türkiye’de ve dünyada patladı. Geniş kitleler genelgelerle eve tıkılıp çalışmaları/üretmeleri fiilen yasaklanırken; mesela 2021 yılı temmuz ayına gelindiğinde Türkiye’de dolaşımdaki para ve mevduatlar bir önceki yılın aynı ayına göre %98 artmıştı.

Geniş kitleler yoksullaşırken devletin zenginleşmesinin ve şirketlerin kârlarına kâr katmalarının arkasında pandemi döneminde yürürlüğe konan kapanma ve para basma operasyonu kısaca bu şekilde gelişti. Bir de enflasyonun temel amillerinden enerji fiyatlarındaki sıçramanın arkasındaki finans operasyonuna göz atalım.

Türkiye Merkez Bankası, enflasyonu yaratan temel etkenler olarak enerji, metal ve gıda fiyatlarındaki ani ve sert artışları sıralıyor.[1] Gıda fiyatlarındaki artışta da taşıma maliyetleri dolayısıyla enerji fiyatları, temel etkenlerden.

Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel, Amerikan Finans Derneği’nin (American Finanace Association) 2022 Ocak ayında düzenlenen yıllık toplantısında yaptığı sunumda konuya açıklık getiriyor.[2] Schnabel’in bildirdiğine göre pek çok finans kurumu fosil yakıt üretimi yapan firmaların kredilerini kısmış ve “düşük karbon alternatiflerine” sermaye kaydırmaya başlamıştır. Enerji fiyatlarının altında yatan en önemli neden budur. “Yeşil teknolojilere” geçişin teşvik edilmesi ve pandemi dönemi uygulamaları, az bulunan metal fiyatlarını da olağanüstü artırmaktadır. Petrol gibi ürünlerin yüksek seyreden fiyatlarla orantılı olarak artmaması da kredi darlığıyla ilgilidir. Kredi kısıtlaması üretimi baskılamaktadır. Bu gelişmeler, konuşma metnin ekinde, detaylı tablolarla da açıklanmaktadır.

Schnabel’in aktardığı tablolara göre enerji fiyatlarındaki artış, enflasyonun oluşumunda neredeyse diğer kalemlerin toplamı kadar etkili. Yani Türkiye ve AB’de aynı manzarayla karşı karşıyayız.


Grafik 1: HICP: Uyumlaştırışmış tüketici fiyatları endeksi (Schnabel, 08 Ocak 2022).

Piyasada malın fiyatının istenilen yönde belirlenmesinde “kredi” kapitalistlerin elinde bir silah vazifesi görüyor. Gelişkin kredi sistemi koşullarında sanayici, malın dolaşımı için yedek akçe ayırmayı ve ödeme için para tutmayı bırakmıştır. Günümüzde kredi sisteminin oldukça gelişkin bir hâl alması, sanayiciyi ve giderek tüm toplum kesimlerini kendisine bağlıyor. Bu durum Marx’ın Kapital’de çizdiği güzergâh ile uyumlu seyrediyor. Yine Kapital’de, kredi sisteminin eski üretim biçimini söküp atmakta, sömürüyü derinleştirmekte, sömüren azınlığın sayısını azaltarak sermayeyi tepede toplamakta ve yeni bir üretim biçimine geçmekte oynadığı role dikkat çekiliyor.[3]

Schnabel, ocak ayındaki konuşmasında Marx’ı doğruluyor: “Avrupa Merkez Bankası analizi, finansal piyasaların giderek daha fazla düzeltici bir araç olarak hizmet ettiğini gösteriyor.”

Konuşmada kobiler kastedilerek, koruyucu önlemlerin alınması gerektiğinden bahsedilse de hangi kesimlerin ne ölçüde hangi mekanizmalarla destekleneceği konusu havada bırakılmıştır. Gerçek şu ki yeni kredilendirme sistemi, klasik tarzda üretim yapan küçük ve orta ölçekli firmaların yıkımına neden olmaktadır. Bu firmalar fiilen kredi temin edememektedir. Krediye erişimdeki engel mekanizmasının detaylarına başka bir yazıda değinilecektir. Petrol üretim ve tedariki bir anda kesilemeyeceğinden büyük fosil yakıt üreticisi firmalar uzun süre ayakta kalacaktır. Büyük sanayi sermayesinin konut yatırımı vb. özgün finansal araçlara sahip olduğu da akılda tutulmalıdır. Geniş halk kesimlerinden başlamak üzere yukarıya doğru mülkiyet el değiştirip sermaye merkezîleşirken, orta ve küçük ölçekli firmalar da bir ara durak teşkil etmektedir.

Schnabel, aynı bilgileri 2022 Mart ayında gerçekleştirilen Avrupa Merkez Bankası panelinde de tekrarlıyor. Konuşmasının başlığı çok şey anlatıyor: Yeni Bir Enerji Enflasyonu Çağı: İklim Enflasyonu, Fosil Enflasyonu, Yeşil Enflasyon (A new age of energy inflation: climateflation, fossilflation and greenflation).[4] “Yeşil dönüşümün” doğal bir sonucu ve destekleyicisi olarak görülen bu yeni enflasyon türleri memnuniyetle karşılanıyor. Enerji fiyatlarındaki pahalılık alenen destekleniyor.

 

Grafik 2: Soldaki grafikte mavi renk petrol fiyatlarını, turuncu renk ABD petrol kule sayısını veriyor. Sağ grafikte petrol talep şokundan sonra dünya ham petrol üretiminin verdiği düşük yanıtı gösteriyor ( Schnabel, 08 Ocak 2022).

Peki finans kuruluşları tesadüfen mi kredi musluklarını kıstı? Kredinin operasyonel bir sisteme bağlı olduğu bir sır değil. Ancak kredi operasyonlarının piyasa gelişmeleriyle yön aldığı kanısı aldatıcı olacaktır.

G7’nin 2022 Mayıs ayında Almanya’da gerçekleştirdiği toplantıda finansal akımların yönünü karbon salınımı yapan üretimden “biyoçeşitliliğe” kaydırmak yönünde önemli kararlar alındı.[5] G7 Tebliğinde, 2025 ve 2030 gibi yakın tarihler “erteleme olmayacağı” kaydıyla hedef olarak konmaktadır. Bu kararın arkasında 2021 yılında pandemiden çıkış sürecinde yapılan hazırlıklar yatıyor.

2021 yılında Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) finans kurumlarını, fosil yakıt üreticilerine fon açmamak konusunda uyarmıştı. UEA İcra Direktörü Fatih Birol, kurumun konuya dair yaklaşımını şöyle özetlemiş: “İstedikleri portföyü seçmek yatırımcıların isteğine kalmış ama riskler ve ödüller var.”[6]

2021’de düzenlenen BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) kararları da aynı yöndedir.[7]

Özetle bugün merkezinde enerji fiyatları ve ona doğrudan veya dolaylı olarak bağlı olan bir kısım emtianın fiyatlarındaki artışın neden olduğu enflasyon, planlı kapitalist bir saldırı aracıdır. Bu saldırının bir yanında pandemi döneminde ölçüsüzce basılan para, diğer yanında “yeşil politikalar” ve bu politikaların bir aracı olarak enerjiyi pahalandıran kredi sistemi yer almaktadır. Saldırı, geniş halk kesimlerinin yoksullaşması, halkın zenginliğinin yukarıya aktarılması, orta ve alt sınıfların yeni bir kölelik düzenine hazırlanması içindir. Örgütlüdür ve artık alenidir.

Pandemi tedbirleri ve yeşil dönüşüm, kapitalizmin bu tarihsel kavşağında buluşmuştur.

Polis marifetiyle yapılan iktisadî hamleler, toplumun ezici çoğunluğu için yoksulluk, sermaye ve devlete ise daha fazla kâr getirmiştir. “Pandemi tedbirleri” denilen operasyonu kim desteklemişse, bilerek veya gafletten sermayeye ve devlete hizmet etmişlerdir. Halka düşmanlarını tanıtmak devrimci bir görevdir. Bundan başka, gaflete düşenlerin özeleştiri vermeleri de devrimci bir görevdir. Bu görevi yerine getirmeden edecekleri her laf boştur.

Deniz Kuzey

21 Ağustos 2022

Dipnotlar:

[1] Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, “Enflasyon Raporu 2022-II”, 28 Nisan 2022, s. 25, TCMB.

[2] Isabel Schnabel, 08 Ocak 2022, ECB.

[3] Karl Marx, Kapital, 3. Cilt, Çeviren: Alaattin Bilgi, Sol Yayınları, 16. ve 27. Bölümler.

[4] Isabel Schnabel, 17 Mart 2022, ECB.

[5] G7 İklim, Enerji ve Çevre Bankanları Tebliği (G7 Climate, Energy and Environment Ministers’ Communiqué), 27 Mayıs 2022, Berlin, G7.

[6] Nina Chestney, “End new oil, gas and coal funding to reach net zero, says IEA”, 18 Mayıs 2021, Reuters.

[7] Sara Schonhardt, “U.S. Agrees to End Fossil Fuel Financing Abroad”, 4 Kasım 2021, ScientificAmerican.