Loading...

Kemalizm: Emperyalizmin Dar Ceketi


Bunun dışında kendisi ideoloji olan Atatürk’e gelince, her devlet düzeninin ideolojiye ihtiyacı vardır. İdeoloji birikmiş şiddettir ve yöneten ideoloji geçerli olduğu sürece, çıplak şiddete ihtiyaç azalıyor. Toplumda politik şiddetin artması, yöneten ideoloji olan kemalizmin etkisini yitirmesiyle başlıyor; bu, 1960 yıllarının sonlarıdır. 1960 yıllarının sonlarında, kemalist ideolojinin şemsiyesi altına girmiş olan komünizm, islamcılık ve kürt hareketi, kemalizmden kopmaya başladı. Bu şiddeti artırdı. Şiddetle, kemalizm, kütlelere kakılmak istendi.

Bu arada şunu da söylemek gereğini duyuyorum; kemalizmin, Kemal Paşa’nın kişiliğiyle ilgisi her zaman zayıf olmuştur. En büyük kemalistler, resmi konuşmalarında “atamız” diyerek göz yaşı akıtmış ve özel toplantılarında Kemal Paşa’nın özel yaşamıyla ilgili akla sığmaz öyküler anlatmıştır. Kemalizm, bunlardan geçiyor; çünkü yöneten ideolojidir.

Fakat bugün, kemalizm, yönetenlerin kemirmesine de uğruyor. Bugün Türkiye’yi yönetenler, kemalizm konusunda ciddi bir sorunla karşılaşıyorlar. Artık, Türkiye sınırları, Türkiye’nin büyük işletmelerine yetmiyor. Türkiye dışarda iş alıyor ve sürekli ihracat yapmak zorunda kalıyor. Bu, “yurtta sulh cihanda sulh” diyerek olmaz. Bu Misak-i Milli diyerek olmuyor. Türkiye’nin emperyalist planlar yapması dönemi başlamış görünüyor. Böyle bir dönemde, ufku Abdülhamit’ten de, Enver’den de daha sınırlı bir Mustafa Kemal yetersiz kalıyor.

Şimdi sorun burada yatıyor. Fakat MHP’den transfer bir politikacının yönetimindeki Kültür Bakanlığı’nın bu sorunların farkında olduğunu sanmıyorum. Bakanlığı’nın seçimi, daha içine kapanık bir Türkiye ve Atatürk yönündedir. Halbuki bugün Türkiye ekonomisinin en üst noktaları, daha dışa dönük, daha atılgan, hatta agresif bir Atatürk’e ihtiyaç duyuyor. Bunun ise Mustafa Kemal’den çıkarılmasına ihtimal vermiyorum.

Yalçın Küçük

1992

[Kaynak: Yalçın Küçük, Emperyalist Türkiye, Başak Yayınları, 1992, Ankara, s. 93-94.]