1927’de Birinci Emisyon Grubu (E1) bünyesinde zeytin yeşili kâğıt para, cumhuriyetin bir ilki olarak tedavüle gönderildi. Ön yüzüne Meclis Binası ve Ankara Kalesi’yle birlikte karasabanla çift süren köylü yerleştirildi. 25 Nisan 1939’a gelindiğinde tedavülden kaldırılmıştı.
1928’deki Yeni Harflerin Kabulü öncesinde basılması, paranın üstündeki yazıların Arap harfleriyle ve Fransızca olmasının nedeniydi. Maliye Bakanı Abdülhalik Renda başkanlığındaki komisyon paraların basılma işini Birleşik Krallık merkezli De La Rue firmasına teslim etmişti.
Aynı De La Rue, bir tekel olarak 1957’ye gelindiğinde ilk modern banknot sayma makinesini görücüye çıkardı. 1960’larda İran Merkez Bankası için banknotlar da basan De La Rue, 2008’de Talaris değişikliği, 2013’te Glory’nin satın almasıyla yoluna devam etmişti.
Para sayma makinesine Covid-19’dan söz edip, öyle devam edelim.
Son tabloya göre Covid-19 nedeniyle 6 milyonun üstünde insanın öldüğü söyleniyor. Hep dağılan yuvalar yine dağılmaya devam etti. Çaresiz durumda, kendilerine yol gösterecek partileri olmayan emekçiler, patronların keyiflerine göre gerektiğinde evlerinde bekletildi, işyerlerine geldiklerinde de aşısız olmamaları söylendi. Dünyanın birçok bölgesinde emekçiler buna başkaldırdı. Kanadalı tır şoförü emekçilerin savaşları öne çıkmıştı fakat öyle sosyalistler de vardı ki, emekçilerin taleplerinden ziyade patronlara el ovuşturan karantinaları el üstünde tutmuştu. Kanadalı emekçilerin adı “bir avuç gerici”ye çıkarılmıştı. Zaten Batı Şeria’da sokağa dökülenler de “dinci gericiliğin” temsilcileriydiler...
Artık taciz ve tecavüzlerde failin uyrukluğunu belirtmek de âdet olmuştu. Bu çilenin içinde hiçbir şey, yobazların tahammül edemediği, patriyarkanın eril tahakkümüne son vermek isteyen Chrest Vakfı’nın çiçeklerinden önemli olamazdı. Yemen’e atılan bombaların bir önemi yoktu. Eğer konu faşistlerin yönettiği Ukrayna ise savaş karşıtlığı yükseliyordu. Putin denen diktatör kendi çıkarları adına hareket ediyor ve emekçileri gözetmiyordu onların sözlerinde.
Ölmekten beter hâldeki emekçiler, et fiyatları nedeniyle kasaptan kemik bile alamayacak hâldeyken, “veganlık öyle ya da böyle yerleşmeli” diyecek kadar da alçalanlar vardı. Dünya kaynaklarının tükenmesinin kapitalizmle bir ilgisinin olmadığı, Covid-19’da da Bill Gates gibi kapitalistlerin aktif olmadığı söyleniyordu. Hesaplar tam tersini söylüyordu. Covid-19, tek bir milyarderin 100 milyar doları gördüğünde ortaya çıkarıldı. Şimdiyse 10 milyarder daha 100 milyar doların üstüne çıkıyordu. Bunlardan biriyse Felluce’den bihaber aktivistlerin merkezi olan Twitter’ı satın alma aşamasına gelmiş, 200 milyar dolar serveti aşmıştı.
Kimileri henüz onlarla boy ölçüşebilecek durumda değildi. 7 milyar dolara kadar gelebilmişlerdi ama gurur tablosuydular. Bu 7 milyar dolar Covid-19 aşısına tam yetkiyi hiç zaman geçirmeden veren 10 ülkenin emekçilerinin ve acil kullanım yetkisi veren 140 ülkenin emekçilerinin sırtından kazanıldı. Aşıyı ne de olsa Türkler bulmuştu. Türkler yine kahramanlık sahnesindeydi. Bu popülist yaklaşımlar şaşırtmıyordu elbette. İnsan, bu çilenin çözümünü evlere kapanmakta, bunu yaparken de zengini daha zengin etmekte, işçileri işsiz etmekte gören sosyalistlere hayret ediyordu. Belki de şaşkınlıklar artık son bulmalıydı.
Para sayma makinelerinde Toshiba şimdilerde en çok bilinen ve ortalama bir Japon ürünü; dakikada 1.000 kâğıt para sayabiliyor. Yani para sayma makinesi, 100 dolarlık 1.000 banknotla, dakikada 100.000 dolarınız olduğunu söylüyor. Pilli ve şarjlı ürünler bulunuyor. Cihaz saymaktan yorulduğunda dinlendirmeniz gerekiyor.
Hiç durmadan her dakika 100 dolarlık 1.000 banknot saysa ve bunu 50 gün devam ettirse 7 milyar doları ancak aşabiliyor. Covid-19 solculuğu son 50 günde, iş ne hikmetse Ukrayna’ya gelince hatırladığı savaş karşıtlığı, bir türlü anlaşılamayan ilkelerde ittifak arayışıyla ve şimdi de Kavala kurabiyesini yemekle meşgul. Kazananın yine para sayanlar olduğu görüldüğünde ise ittifakın aslında çoktan kurulduğu anlaşılıyor...
“Günü kurtarmayanlara, geleceği kurmak isteyenlere selâm olsun.
Selâm olsun Sosyalizm.org kalkışmasına ve ona gönül verenlere...”
Abbas Tekin
26 Nisan 2022