Aklı başında olan herkes azot tartışmasının -eğer bu gerçek bir tartışma olsaydı ve hükümetin kör bir diktesi olmasaydı- çift kat saçmalıkla sarmalandığını bilir. Ölçümler ölçüm rakamları değil, teorik bir hesaplama modelinden elde edilen rakamlardır.
Aksi takdirde, bizim burada bir şey yapmamıza izin verilmezken, Almanya sınırının hemen ötesindeki Twente bölgesinde neden inek ahırlarının inşa edildiğini açıklamak mümkün değildir. Ve azot miktarı, gerçekten çok yüksek olsaydı bile, Hollanda tarımının ve sığır yetiştiriciliğinin dünyadaki en verimlisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Burada daha az inek ve domuz, başka yerlerde daha fazla inek ve domuz anlamına gelir ve bunlar çevreye modern, yüksek eğitimli Hollandalı tarım uzmanlarından daha ağır yük getireceklerdir.
Azot çılgınlığı saçmalıktan ibaret olsa bile, bakanlar geleceklerini yok etmekle tehdit ettikleri için çiftçiler protestolarına devam etmelidir. Kamuoyu yoklamaları çiftçilerin desteklendiğini ve bazen görülen can sıkıcı eylemlerinin sempatilerini azaltmadığını gösteriyor.
Çiftçi eylemleri ile ekonominin başka bir alanındaki grevler arasında iki büyük fark bulunmaktadır. Eğer grev başarısız olursa, grevciler işlerine geri dönebilirler. Eğer çiftçi eylemleri başarısız olursa, çiftçiler göç etmek zorunda kalırlar. Bu nedenle, çiftçiler daha uzun süre ve daha sıkı mücadele etmek zorundadırlar. Çünkü kaybetmenin cezası, hikâyenin sonu ve ışıkların sönmesidir.
İkinci büyük fark ise Rutte-4 hükümetinin D66'nın [2] çevresel talepleri tarafından o kadar domine edilmiş olması ki, diğer konularla ilgilenen yirmi üç bakan ve devlet sekreterinin iki yüz otuz parmağından şaşırtıcı derecede az şey çıkıyor. İngiliz maden isçilerinin bir yıl suren grevleri ile uğraşmak zorunda kalan ve bu arada ekonomik reformlarına devam eden Margaret Thatcher’dan tamamen farklı olarak. Rutte-4 hükümetinin ataleti, Gilets jaunes eylemleri [3] nedeniyle uzun süre felç olan Cumhurbaşkanı Macron hükümetini akla getiriyor. Bu yıl Macron’un partisi seçimleri kaybetti, çünkü Macron’un gösterecek çok az şeyi vardı.
Resmi görevlilerin engellenmesi
Rutte-4 hükümeti pek çok açıdan hayal kırıklığı yaratıyor. Caroline van der Plas (BBB) [4], Pieter Omtzigt, Renske Leijten (SP) [5] ve Joost Eerdmans (JA21) [6] gibi enerjik milletvekilleri, yavaş bakanlar ve engelleyici memurlarla mücadele ediyorlar (BBB, Omtzigt, SP ve JA21'e sempati duyan memurlar hala var mı, yoksa Sigrid Kaag'ın farlarının etkisindeki kör tavşanlar gibiler mi?)
Vergi İdaresi'nin [7] sosyal yardım trajedisi iyi bilinmektedir. Ayrıca Bakan Kaag'ın, NIBUD'un havalar soğumaya başladığında neredeyse üç milyon hanenin enerji faturalarını ödeyemeyeceklerine yönelik yaptığı yeni tahminine verdiği acımasız ve değersiz cevabı da biliyoruz: 'Hepimiz daha da fakirleşiyoruz'. Şu çok nettir ki azot sefaleti çözülmeyene kadar yeterli miktarda yeni evler inşa ettirilmeyecektir.
23 Temmuz 2022
Eduard Bomhoff
Küresel “Yeşil Kapitalizm” Dayatması: Avrupa'da Çiftçiler Haklarını Arıyor
Dipnotlar
[1] Şu anki Hollanda başbakanı Mark Rutte başkanlığında kurulan 4. hükümete verilen isim.
[2] Hükümet ortaklarından D66 partisi.
[3] Hükümet ortaklarından D66 partisi.
[4] Hollanda BBB partisi
[5] Hollanda SP partisi
[6] Hollanda JA21 partisi
[7] Hollanda Vergi Dairesi “Belastingdienst” olarak bilinmektedir
Manşet resmindeki traktörün üzerindeki yazı: “Aklını kullan çiftçileri ülkemizde tut.”