Loading...

Yeşil Dönüşüm: Bitcoin


“Yeşil dönüşüm”e bağlı “karbon ayak izi” adı altında başlayan süreç, halkın yeni bir kölelik sistemi ile teslim alınma çabasıdır. Enerji tüketiminde halkın minimum seviyede olmaya zorlanması ve bu şartı sağladığı ölçüde haklar elde etmesi öngörülmektedir. Plânlanan budur.

Pandemi sürecinde aşı olmanın seyahat edebilme hakkı sağlaması gibi, tükettiğin enerji miktarına göre hesaplanan karbon ayak izinin; kredi çekebilme[1], seyahat edebilme, çalışma hakları, mülk edinebilme gibi birçok hakka ulaşmak için temel kriter hâline getirilmesi hedefleniyor.

Yeni bir süreçteyiz ve bu süreç; nüfusun kontrol altına alınacağını, her insanın gözlemleneceğini/kontrol edilebileceğini, bunun ise doğayı ve çevreyi koruma adı altında, iklim krizi safsatası ile gerekçelendirileceğini göstermektedir.

Doğayı ve çevreyi korumak için halka yasaklar koyanlar diğer taraftan ise Bitcoin’i yasallaştırmaktadır.[2] Çünkü halkın bin bir emekle biriktirdiği, köşeye atabildiği üç kuruşa çökmek zorundalar.

Bitcoin’in Enerji Tüketimi

Enerji üretimi genellikle fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Bu oran her yıl yenilenebilir enerji oranının artmasıyla birlikte azalsa da, bu enerjinin depolanması ancak akü ve piller aracılığıyla mümkün olduğundan dolayı fosil yakıtların hayatımızdan çıkması şimdilik mümkün değildir.

Devlet ve sermaye; temiz enerji, yeşil dönüşüm, karbon ayak izi yalanları ile halkın karşısına çıkarken Bitcoin’in harcadığı elektriğin hesabı yapılmamaktadır. Kripto yasası dedikleri ise kripto para piyasasını denetime almak dışında bir şey değildir. En nihayetinde bu piyasanın kurulması, orta ve alt sınıfların birikimlerine çökme, o varlıkları piyasaya sürme girişimidir.

Yeşil dönüşüm sürecinde nakit para akışının son bulması, para kavramının tamamen sanallaşmasının araçlarından biri olarak tasarlanan Bitcoin’i elde etmenin üç yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, kripto para madenciliğidir. İkincisi, çeşitli kurumlar aracılığıyla doğrudan satın alma, üçüncüsü ise ticarî faaliyetler ve satış sonucunda kazanç olarak elde etmektir.

Peki bu “kripto para madenciliği” denen süreç elektrik tüketimini nasıl etkiliyor?

Madencilik yoluyla Bitcoin üretimi için Grafik İşlem Birimi (GPU) ve elektrik kullanmak gerekmektedir. 2009’da ilk üretimler ortaya çıktığında Bitcoin madenciliğinin elektrik tüketimindeki payı fark edilmeyecek kadar azdı. Ancak yıllar geçtikçe artan fiyatlar, elde edilen kazançlar ve farklı kripto paraların yaygınlaşması ile toplumun geniş kesimlerinin Bitcoin’e ilgisi artmış ve bu durum madencilik (mining) yapma oranını artırmıştır. Günümüzde Bitcoin’in 60 bin dolar ilâ 70 bin dolar bandında olması, altcoinlerin ise kolay erişebiliyor olması ve yüksek kâr alma olasılığı talebi artırmaktadır. Bu da elektrik tüketimini ciddi oranda artırmıştır. Hatta devletler de Bitcoin’i bir para birimi olarak kabul ederek madenciliği yasallaştırmıştır.[3] Bitcoin’in elektrik harcama oranının giderek artması, onu ülkelerin enerji tüketim miktarıyla yarışır hâle getirmiştir.


Şekil 1: Bitcoin’in yıllara göre elektrik tüketimi.

Sermayenin, kripto piyasasında hızlı yolla kâr edildiği zannının ve zenginleşme umudunun halk tabanında çabuk yayılmasını sağlaması, Bitcoin’in dünya pazarında kabul görmesine neden olmuştur. 2018 yılıyla birlikte ilginin artması sonucu, madencilik (mining) yapanlarda artış net bir şekilde görülmektedir. 2021 yılı Bitcoin’in fiyatının 60 bin dolar seviyelerini aştığını görüyoruz; bu durum, toplumun her kademesinin ilgisini bu alana yöneltmiştir. Bitcoin’e ilginin artması ile mining yapanların sayısı artmış ve elektrik tüketimi 200 TWh’e ulaşmıştır. 2023 yılında Bitcoin’in 20 bin doların altına inmesi ile mining yapmanın çok kârlı olmaması elektrik tüketimini aşağıya çekerek 60 TWh’e kadar düşürmüştür. 2024 yılında ise bu rakam 70 bin dolarlara kadar ilerlemiştir. Doğal olarak Bitcoin ve kripto piyasasına ilgi tekrar artacak ve elektrik tüketimi de buna paralel olarak artacaktır. Basit olarak anlatırsak, şu an evlerimizde tükettiğimiz elektrik miktarı, kurulu güç ortalama 12 KW (tüm cihazlar aynı anda açık ise), talep güç (ortalama harcanan güç) ise 6 KW civarındadır. 2024 yılında Bitcoin ağının yıllık enerji tüketimi yaklaşık 158 TWh olarak tahmin edilmiştir.[4] Bu bir evdeki tüm cihazların açık olduğunu düşünürsek 13x109 kat fazladır. Madencilik faaliyetleri için tüketilen enerji milyonlarca insanın mecburen tükettiği enerjiden fazla olmasına rağmen oluşturulan algı; sanki halkın açıkta bıraktığı fazladan bir ampul, cihaz ya da duşta beş dakika fazla kalmanın iklim krizine neden olduğudur. En lüks hayatı yaşayıp, özel jetlerle tatile gidenlerin; faturası fazla gelmesin diye bir göz odada tek petek açıp ısınmaya çalışanlara, “Bu krizin sebebi sizsiniz!” deme hakları yoktur.


Şekil 2: Bitcoin’in fiyat endeksi.

Bitcoin Madencilik Haritası

Madencilik faaliyetleri dünyanın farklı bölgelerinde yoğunlaşmakta olup, özellikle ABD, Çin, Rusya ve Kazakistan gibi ülkelerde büyük madencilik çiftlikleri bulunmaktadır. Çin madencilik faaliyetlerinde genellikle yakıt olarak kömür kullanmaktaydı. 2021’deki yasaklamadan önce Bitcoin madenciliğinde kömürün payı %50’nin üzerindeydi. Yasak sonrasında bu oran Çin’de %26.65’e kadar düştü. Çeşitli yasaklar gelse de Bitcoin madenciliği farklı enerji kaynakları kullanılarak hâlâ çok yoğun bir şekilde devam etmektedir. ABD ve Çin ise bu faaliyetin başat aktörleridir.


Şekil 3: Dünyadaki Bitcoin Madenciliği.

Madencilik faaliyetleri ülkelerin yıllık enerji tüketimini ciddi şekilde aşmaktadır.[5] Şekil 4, Bitcoin’in dünyadaki üretimi için kullanılan elektriğin, 40 milyon nüfusa sahip Polonya’dan daha fazla olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin elektrik tüketimi 2023 yılında 330 TWh olarak hesaplanmıştır.[6] Bitcoin’in değerinin 200 bin doların üstüne çıkacağı tahmin ediliyor; eğer bu durum gerçekleşirse elektrik tüketimi Türkiye’nin tükettiği enerjiden daha fazla olacaktır.


Şekil 4: Bitcoin’in ülkelere göre enerji tüketimi.

Bitcoin Üretiminde Soğutma ve Diğer Elektrik Giderleri

Sadece Bitcoin üretimi anlamında elektrik tüketimi gerçekleşmiyor. Madencilik faaliyetleri, üretim sırasında donanımların yoğun şekilde çalışmalarından kaynaklı ısı üretir. Bu ısının donanımlara zarar vermemesi için ve donanımların yüksek verimde çalışmaları için soğutma sistemleri kullanılmaktadır. Soğutma sistemlerinin harcadığı elektrik madencilik faaliyetlerinde kullanılan enerjinin yaklaşık %30’nu oluşturur. Veri merkezlerindeki soğutma sistemleri büyük miktarda enerji harcadığından elektrik tüketimini önemli ölçüde artırır.


Şekil 5: Bitcoin’in çevresel etkileri.

“Karbon emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesi” adı altında halkın yaşamına müdahale eden sermayeye göre; Bitcoin’in karbon ayak izi, tükettiği elektrik, elektronik atık ve harcadığı su[7] gibi zararlar, halkın harcadıklarının yanında bir şey değildir. Çünkü devlet ve sermaye, Bitcoin’i halkın mülküne el koyma aracı olarak görmektedir.

Hakan Acar

1 Haziran 2024

Dipnotlar:

[1] Garanti BBVA, “Ekolojik Durumum: Karbon ayak izin kaç?”, 27 Eylül 2022, Youtube.

[2] Seval Ocak, Kemal Karadağ ve Gazi Nogay, “Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM’de”, 17 Mayıs 2024, AA.

[3] “Bitcoin, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin resmi para birimi oldu”, 28 Nisan 2022, BBC Türkçe.

[4] “Bitcoin network power demand”, CCAF.

[5] “Bitcoin Energy Consumption Index”, Digiconomist.

[6] “Enerji”, 24 Nisan 2024, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı.

[7] “Bitcoin Energy Consumption Index”, Digiconomist.