Loading...

İsrail’in Tanrısı - Hıristiyanlığın Çözülüşü


Para, İsrail’in kıskanç tanrısıdır, önünde başka hiçbir tanrı varlığını sürdüremez. Para insanın tüm tanrılarını aşağılar ve onları metalara çevirir. Para her şeyin evrensel, kendinde oluşmuş değeridir. Bu yüzden de tüm dünyayı, hem insan dünyasını hem doğayı, özgül değerinden yoksunlaştırır. Para, insanın işinin ve insanın varoluşunun yabancılaşmış özüdür ve bu yabancı öz insana hükmeder ve insan da ona tapınır.

Yahudilerin tanrısı dünyasallaşmış, dünya tanrısı hâline gelmiştir. Değişim [wechsel bill of exchange – tahvil/kambiyo senedi –ed.n] yahudinin gerçek tanrısıdır. Onun tanrısı yalnızca yanılsamalı değişimdir [wechsel - bill of exchange – tahvil/kambiyo senedi –ed.n].

Özel mülkiyet ve paranın egemenliği altında ulaşılan doğa anlayışı, ki bu yahudi dininde vardır ama yalnızca imgelemde vardır, doğanın gerçek bir horgörülüşü ve pratik aşağılanışıdır.

Bu anlamındadır ki, Thomas Münzer bunu hoşgörülmez buluyor:

“Tüm yaratıklar mülkiyete dönüştürülmüş, sudaki balıklar, havadaki kuşlar, yerdeki bitkiler… – yaratıklar da özgürleşmek zorunda.”

Yahudi dininde soyut biçimde içerilen, teorinin, sanatın, tarihin, öz-amaç olarak insanın horgörüsü– gerçek bilinçli görüş noktasıdır, para insanın [geldmenschen – man of money –çn] erdemidir. Tür-ilişkinin [gattungsverhälinis – species relation – çn] kendisi, kadın erkek ilişkisi vb. bir ticaret nesnesine dönüyor! Kadın alınıp-satılıyor.

Yahudinin sanrısal [chımarisch – chimerical –çn.] milliyeti, tüccarın, genel olarak da para-insanın milliyetidir.

Yahudinin temelsiz ve nedensiz [grund-und bodenlosgroundless –çn.] hukuku; temelsiz ve nedensiz ahlâksallık ile genel olarak hukukun, özel çıkarlar dünyasını kucaklayan salt biçimsel ayinlerin, ancak dinsel bir karikatürüdür.

Burada da, insanın en önde gelen ilişkisi, hukuksal ilişki, yasalarla ilişkisi oluyor, bu yasaların onun için geçerli olmasının nedeni bunların onun kendi istenç ve özünün yasaları olması değil, bu yasaların hüküm sürüyor olması ve karşı çıkışın cezalandırılacak olmasıdır.

Yahudi cizvitliği, Bauer’in Talmud’da keşfettiği aynı pratik cizvitlik, özel çıkarlar dünyasının yasalarla –bu dünyanın başlıca sanatı, dünyayı yöneten bu yasaları kurnazca çiğnemektir– ilişkisidir.

Gerçekte, bu dünyanın kendi yasaları çerçevesinde devinimi, hukukun sürekli çiğnenmesine bağlıdır.

Yahudilik, din olarak, teorik bakımdan bir gelişim sürdüremedi, çünkü pratik gereksinimlerin dünya görüşü, doğası gereği sınırlanmıştır ve bitirmek için birkaç vuruş yeter.

Pratik gereksinimin dini, tamamlanışını, doğası gereği, teoride değil, ancak pratikte sağlayabildi, çünkü onun hakikati pratiktir.

Yahudilik yeni bir dünya yaratamadı, ancak dünyanın yeni yaratım ve yeni koşullarını eylem alanına çekebildi, çünkü nedeni özel çıkarlar olan pratik gereksinim pasif kalır ve kendi, gönüllüce büyüyeceği yerde, ancak toplumsal koşulların sürekli gelişmesinin bir sonucu olarak kendini büyümüş bulur.

Yahudilik zirvesine sivil toplumun tamamlanışıyla ulaşır, ama sivil toplum tamamlanışına ancak hıristiyan dünyada ulaşır. Sivil toplum kendisini, devlet yaşamından, yalnızca, tüm ulusal, doğal, moral, teorik ilişkileri insana dışsal kılan hıristiyanlığın egemenliğinde tümüyle ayırır, insanın tüm tür-bağlarını [gattungsband – species-ties –çn.] koparır, bu tür-bağların yerine egoizmi, bencil gereksinimi koyar ve insan dünyasını atomize olmuş, biri diğerine düşman bireylerin dünyasına çözüştürür.

Hıristiyanlık yahudilikten çıkmadır ve yeniden onda çözüşmüştür.

Karl Marx

1844

[Kaynak: Karl Marx, Yahudi Sorunu, çev. Sol Yayınları Yayın Kurulu (Niyazi Berkes, 1968), 1997, Ankara, s. 48-50.]